Beşiktaş evinde lig sonuncusu Kayserispor'u misafir ediyor!.. İlk yarıda goller art arda gelince, pozisyonlar üst üste kaçınca taraftar aşka geliyor. Vodafone Park tribünlerinden canhıraş haykırış yükseliyor: Şampiyon Beşiktaş! Şampiyooon Beşiktaşşş!
Bu tezahürat sıradan bir taraftar refleksi değil. Psikolojik hatta sosyolojik bir dirilişin yansıması... Avcı istifa seslerinden, ıslıklanan futbolculardan ve özetle umutsuzluk girdabından sıyrılıp toparlanma, ayağa kalkma ve şampiyonluğa inanmanın sesleri...
Hiç kuşkusuz bu toparlanmada yeni göreve gelen Ahmet Nur Çebi başkan ve yönetiminin getirdiği rüzgarın çok büyük etkisi var. Takımı kuran eski yönetim, oynayan yeni yönetim! Futbol Şube Sorumluları Emre Kocadağ ve Erdal Torunoğulları'nın da ciddi emeği var.
Futbolun yönetim doğasını yaşayanlar bu işin yönetim-teknik kadrotaraftar üçgeninde takım oyunu olduğunu iyi bilirler.
Abdullah Avcı, "En iyiyi bulmak, ortaya çıkarmak" için çalışıyor. Değiştiriyor, geliştiriyor. Gördüğüm kadar tecrübesine, birikimlerine yardımcıları başta Şenol Fidan, Gökhan Keskin gibi efsanelerin de aklını da katarak liderlik yapıyor. Kayseri maçında da görüldüğü gibi kazanma alışkanlığı yakaladıkça siyah-beyazlı oyuncuların özgüven ve moral dopingi alarak yükseldiği görüldü. Önemli bir psikolojik eşik aşıldı. İkinci yarı gol atmayı beklemeden 1 değil 3 gol atan, 5 tane de kaçıran iştahlı bir takım izleterek istatistikleri tarumar ettiler.
Muhteşem oynayan Atiba'ya eşlik eden Elneny'in yanısıra Kaptan Burak'ın da saha dışından sonra saha içinde de dümene geçtiğini gördük. Görev alan bütün oyuncuların sorumluluktan kaçmadığı, Gökhan, Caner ve Roco'nun da iyi performanslarıyla öne çıktığı gecede Ljajiç ve Oğuzhan'ın moral kazanımlarının da altını çizmekte fayda var.