Dünya devi Liverpool'u Avrupa Kupası'nın dışına atmanın doğal bir karizması var. Liverpool'u elemiş Beşiktaş karşısında iyi futbol oynayıp karizmasını çizme ihtimalinin de normal bir motivasyonu var. Süper Lig'in dibinde can çekişen Balıkesir'in böyle ek motivasyonlara ne kadar ihtiyacı var o da tartışılır ya dün kazanmak için çok saldırdılar, çok çalıştılar... Bilic cezalı Necip'in yerine Ersan değişikliği dışında Liverpool'un 11'iyle çıktı. İlk yarı biraz yorgunluktan biraz da zafer sarhoşluğundan Beşiktaş adına bu maçın zor geçeceğinin sinyalleri görüldü.
Maçın başında ve sonunda iki kritik kırılma anları yaşandı. İlki kaleci Vukovic'le karşı karşıya kalan Gökhan Töre kaleye şutla, Demba Ba'ya orta arasında bir vuruş yapınca büyük bir fırsat kaçtı. Aynı Töre 81'de Ronald'u kontrolsüz bir şekilde düşürünce penaltıya sebebiyet verdi. Balıkesir 2-2 skoru hak ederek aldı. Dün galibiyet çıkaracak pozisyonlar da buldu. Alkışı hak edecek yürekten mücadeleyi de ortaya koydu. Yorgunluk etkisi var ancak dün gecenin ana meselesi bu değil.. Beşiktaş'taki en bariz eksiklik takım oyunundan uzaklaşıp bireysel futbola kaymış olmalarıdır.

SOSA ESKİ SOSA DEĞİL
Yetenekli oyuncular her topu aldığında abartılı ve anlamsız bir şekilde kendileri iyi kapatılan Balıkesir duvarını aşmaya çalışmaları bu skoru ve puan kaybını beraberinde getirdi. Bilic'in takım oyunu vurgusu yapması gerekirdi. Sosa'daki ısrarı da işin tuzu biberi. Arjantinli'de kesin bir sorun var. Eski Sosa değil. Ya sakat ya da kafası karışık. Sosa ısrarı da Beşiktaş'a bu günlerde bir şey kazandırmıyor. Bu aşırı özgüven ve rehavet duygusu devam ederse Beşiktaş daha çok yara alır.. Yarı yolda kalır...