Beşiktaş'ın fiziksel ve zihinsel yorgunluğu Gaziantep'te ortaya çıktı. Büyük takımlar bu durumları iki şekilde aşarlar: 1- Doğru ve dengeli rotasyon. 2- Yıldız futbolcuları ve tecrübe. Bilic, Gaziantep'te ilk şıkkı denedi. Ersan'ın sakatlığı nedeniyle Atınç'ın oynaması bir yana Tottenham karşısında başarıyla mücadele eden Necip ve Kerim'i kenara çekti. Bir süredir sakat olan Oğuzhan'ı 11'de oyuna sürdü. Bilic, Atiba ile tek ön libero oynayıp Demba Ba'nın yokluğunda hücum oyuncu sayısını artırma yolunu seçmesi anlaşılabilir bir durum.
Ancak sakat Veli'nin eksikliğine Tottenham maçının yıldızı Necip'in yokluğu da eklenince Beşiktaş'ın orta sahasının alışılagelmiş ritmi ve temposu düştü. İlk yarı vasat bir oyun sergilendi. 41'de Gökhan Töre'nin Şenol Can ile mücadelesinde göğsüne giden dirseği kırmızı gerektirecek kadar ciddiydi. Beşiktaş 10 kişi kalsa Gaziantepspor daha etkili olurdu.
İkinci yarı "Bilic Oğuzhan'ı bu tempoyla niye oyunda tutuyor, orta saha güçlendirilmeli" dediğimiz anlarda 64'te Oğuzhan'ın golü geldi. Bilic, golü attıktan sonra hemen çıkardığı Oğuzhan'ı niçin oyunda tuttuğunu cevapladı.
Sakatlanan Motta'nın yerine İsmail'in girmesi, Kerim'in Oğuzhan'ın yerine oyuna alınması orta sahaya bir canlılık getirse de Beşiktaş sezon başından bu yana belki de ilk kez oyunu soğutan, zamandan çalan bir fotoğraf verdi. Gaziantepspor'un sağlı sollu baskı kurduğu anlarda hatasız oynayan Atınç'ın kazanılması da üç puan kadar önemlidir. Beşiktaş büyük takım olmanın emaresini bu maçta göstermiştir.