Beşiktaş'ın Tottenham deplasmanındaki etkileyici futbolunu izleyenlerin ekseriyeti "F.Bahçe ve G.Saray'ın teknik adam kaynaklı tadı yok. Baştan aşağı yenilenmiş Trabzon'un havası yok. Beşiktaş bu yıl şampiyonluğu götürür" hissini yoğun yasadıklarını düşünüyorum. Ancak siyah-beyazlı takımın Balıkesir deplasmanındaki vasat futbolu bir çoğuna ligin uzun bir maraton olduğu gerçeğini hatırlatmıştır. Beşiktaş'taki bu değişimin iki önemli nedeni var. Takımın dinlenememiş olması ya da güçlü bir ev sahibiyle karşılaşmaları ana sebep değil... Biliç her ne kadar "Rakamlara takılmam" dese de oyuncu tercihleri dizilişlerin altını dolduruyor. Hırvat hoca dün önemli değişiklikler yaptı, farklı şeyler denedi. Beşiktaş'ın 15 aydır defansın önünde Veli&Atiba ikilisiyle 4-2-3-1 oynadığını biliyoruz. Tottenham maçında da Bilic, 65'a kadar böyle oynamıştı. 65'te Veli'yi oyundan çıkarıp Oğuzhan'la 4-1-4-
1'e dönmüştü. Bilic, İngilizler'in 65 dakika Veli ve Atiba tarafından hırpalandığını dikkate almayarak son 30 dakikadaki tempo ve pozisyonların etkisinde kaldığını Balıkesir'de gösterdi. Ancak bence iyi şeyler görmedi.
Göremez de. Bu takımın en önemli duruşu ve oyun iskeleti Atiba-Veli-Olcay üçlüsü ve dinamizminden oluşuyor. Bu üçlünün dinamizminin, koşularının, agresifliğinin üzerine takım inşa ediliyor. Veli ve Olcay'sız Beşiktaş dünkü Balıkesir karşısındaki futbolu doğurdu. Beşiktaş bu iki oyuncu olmadan 4-1-4-1'e oynar! Ancak bir şartla Sosa, Kerim, Oğuzhan oyuna ve rakibe karşı çok daha agresif olması, Gökhan'ın geri dönüşler yapması şartı ve kaydıyla... Kimse alınmasın, macera da aramasın bu takımda Atiba, Veli ve Olcay herkesten önce 11'e yazılmayı bilek ve yüreklerinin hakkıyla hak ediyor. Beşiktaş'ın Mustafa'yla golü 4-1-
4-1 oynarken değil takım 4-4-2'ye döndükten sonra geldi. 76'de Veli-
Atiba değişikliğiyle 4-2-3-1'le noktaladı.
Bizce tersi daha verimli olurdu! Tottenham maçındaki gibi Balıkesir deplasmanında 4-2-3-1'le, Veli ve Olcay'la başlasaydı, iyi futbol oynayarak ve sıkıntı çekmeden galibiyete ulaşırdı.