İki sene önceye bakıyoruz, Beşiktaş'ın efsanevi kadrosu vardı. Şampiyonluklar yaşamış, Şampiyonlar Ligi'nde grubu namağlup lider bitirmişti. Önce Cenk gitti, şampiyonluk kaybedildi. Ardından Talisca gitti, Beşiktaş özellikle hücum organizasyonlarında çok zorlandı ve artık Babel de yok, Beşiktaş üretemiyor.
Büyük umutlarla alınan Ljajic, kötü futbolcu mu, asla değil ama son pasları beceremiyor. Pek tabii ki bunlara Burak'ın hazır olmayışını da eklersek koskoca Beşiktaş mütevazı Erzurumspor karşısında asla oyununu büyük oranda kabul ettirip, önemli pozisyonlar bulamadı.
Jeremain Lens tam bir akademik vaka. CV'sine baktığımızda çok iyi. Türkiye'deki ilk senesinde tank gibi ama artık o kadar etkisiz, o kadar tuhaf top oynuyor ki inanılır gibi değil.
Beşiktaş ilk yarıda çok bariz olmasa da özellikle son bölümde üstünlüğü kurup 1-2 pozisyon yakaladı ama hepsi bu. İkinci yarıda da art arda gelen değişiklikler fazla etkilemedi.
Herhalde dün gece Dorukhan'ın hem şanssız hem şanslı gecesi oldu. Sahalarımızda pek görmediğimiz bir gol yedi Beşiktaş. Erzurumlu oyuncunun ceza alanı dışından gelen şutunu Necip çeldi, top tekrar 1-2 metre gidip Dorukhan'a çarpıp gol oldu. Ama aynı Dorukhan bu golden hemen sonra da kafa golüyle Beşiktaş'ın 1 puanını kurtardı.
Dün gece gördük ki Quaresma bir futbol haini. Yaptığı hareket hem rakibinin ağır şekilde sakatlanmasına yol açabilirdi hem de maçın bitimine uzatmalarla birlikte 7-8 dakika kalmışken takımını 1 kişi eksik bırakmak sabotajdır, suikasttır, hainliktir. İyi ki evine gidiyor. Artık ona Beşiktaş'tan fayda yok.
Ama bu kadroya da baktığımızda özellikle Oğuzhan'ın, Tolgay'ın hâlâ problemli olmaları, kanatların eskisi gibi işlemeyişi, Beşiktaş için büyük problem ve asla bu oyun tarzlarıyla da tepeyi zorlayamayacaklar. Hakem Mustafa Öğretmenoğlu'nu çok beğendim. Belki birkaç hata yaptı ama asla cesaretini ve tarafsızlığını kaybetmedi.