Beşiktaş haftalardır zorlanıyordu. Kazansa bile gol ve gol pozisyonlarını zor bulan bir takım görüntüsündeyken dün gece bu tablo büyük oranda olumlu şekilde değişti. Özellikle ilk yarı 2-0 bitti ama bu yarıda Beşiktaş'ın 4-5 gol atması o kadar kolaydı ki ama olmadı. Özellikle Olcay yavaş yavaş Galatasaraylı Umut'a dönüşmeye başladı. Zaman zaman şanssız, zaman zaman beceriksiz... Çok gol kaçırıyor.
Dün gece Beşiktaş özellikle ilk yarıda rakip Eskişehir'i amansız bir presle boğdu. Kafayı kaldıramadılar. Atiba'nın eski maçlara oranla ileriye doğru oynamasında eksiklik var. Sosa ise haftalardır yok gibi. Dün gece Oğuzhan biraz kımıldadı, biraz organizasyonların içinde yer aldı Beşiktaş çok pozisyon buldu.
İlk gol bir duran toptan geldi. Atiba iyi vurdu. İkinci golde de ciddi kalite özelliği var. Quaresma'nın soldan ters ayakla yaptığı ortaya Gomez kafayı ancak öyle vurursa gol olabilirdi ve de öyle oldu.
İkinci yarı Beşiktaş'ın presi kalktığında rakip rahat rahat oynamaya başladı. Bloklar açıldı ve Eskişehir topa daha çok sahip olup pozisyon yaratmaya başlamıştı ki defansın ciddi bir hatası Beşiktaş'a Mario Gomez ile üçüncü golü getirdi. Eğer bu maç, son hafta maçı olsa ve Eskişehirspor'un düşme korkusu olmasa Türkiye'de özellikle son hata çok konuşulurdu.
Beşiktaş için takım savunması anlamında tehlike çanları çalmaya devam ediyor. Özellikle presi kaybettiklerinde ve takımın boyu uzadığında hata yapıyorlar, çok fazla pozisyon veriyorlar. Son 3 dakikada maç 3-1 oldu ve pekala da son san-i yede Eskişehirspor 1 gol daha bulabilirdi. Sonuçta Beşiktaş kazanması gereken bir maçı kazanıp yoluna devam etti. Hakem Mete Kalkavan'ı genel olarak beğendim. Ufak hatalar yapsa da oyunculara güven telkin ediyor ve sakin kararlar veriyor.