Türkiye'nin en iyi haber sitesi
AHMET ÇAKAR

Denizli'yi korkak ilan etmem

'Mustafa Denizli'nin yapabileceği fazla bir şey yok. Kadrosu belli, rakip belli. İstanbul'daki ilk maç için düşündüğü strateji de çok yanlış değildi...'

Son zamanlarda Türkiye'de en çok konuşulan takım Galatasaray... En çok konuşulan teknik direktör de Mustafa Denizli... 1-1 biten Lazio maçı sonrası özellikle Mustafa Denizli ile ilgili bir çok yorum yapıldı. Biz de Ahmet Çakar ile hem Galatasaray'ı analiz ettik hem de Galatasaray'ın son durumunu masaya yatırdık. Ayrıca Beşiktaş, Fenerbahçe ve Trabzonspor'a bir pencere açtık. İşte Ahmet Çakar'ın doyumsuz futbol yorumları…

Galatasaray'da yine hedef tahtasında Mustafa Denizli var... Lazio maçında sahaya sürdüğü kadro ve korkak futbolu çok eleştiriliyor... Siz ne düşünüyorsunuz?
Mustafa Denizli'nin yapabileceği fazla bir şey yok. Kadrosu belli, rakip belli. Bence strateji İstanbul'da Lazio'dan gol yememek, olursa da atıp kazanmaktı. Bu düşünce çok yanlış değildi. Bundan dolayı da Denizli'yi korkak ilan edemem. Aslında maçın ilk bölümüne baktığımızda strateji tuttu. Sabri golü attı, ama sonra duran toptan çok basit bir gol yediler. Galatasaray için şunu söyleyebiliriz; defans oyuncuları tek tek bakıldığında iyi oyuncular ama bir arada oynadıklarında amatör takım görüntüsü veriyorlar. Sezon başından beri yenen gollere baktığımızda da benzeri tabloları rahatlıkla görebiliriz.

FUTBOL NANKÖR BİR SPOR

Hocam, Galatasaray taraftarı, Wesley Sneijder'i çıkardığı için "Büyük Mustafa" diye bağırdığı Denizli'yi bu sefer istifaya davet etti. Bu büyük bir vefasızlık mı yoksa taraftar tepkisinde haklı mı?
Futbol nankör bir spordur. Futbolda dünyarın yoktur. Sadece bugün vardır. Futbol tarihimize bakın, çok dramatik örneklerle doludur. Örneğin Beşiktaş taraftarının "Seba gitsin-Ahmet dursun" diye bağırmaları gibi. Yine Galatasaray'da üç kupalı Hamza Hamzaoğlu'nun birkaç ay sonra kovulmasına rıza gösterilmesi ciddi bir vefasızlık örneğidir. Düşünürsek, eşelersek daha nice örnekler sayabiliriz. Mustafa Denizli'nin artık yapabileceği fazla bir şey yok. Tur, İtalya'ya kaldı ama kolay değil. Galatasaray'ın ligde üçüncü olma şansı bile tehlikede. Türkiye Kupası'nı alırlarsa durumu kurtarabilirler ama kupayı da alamazlarsa Özbek de oyuncular da ve hele hele Denizli de topun ağzında olur.

Galatasaray, Lazio ile İstanbul'da 1- 1 berabere kaldı… Roma'daki rövanş için şansını nasıl görüyorsunuz?
İtalyan takımları dünyanın en tuhaf takımları. Lazio da onlardan biri. İtalya'nın en iyilerinden biri mi? Tabii ki hayır. Vasat bir İtalyan takımı. Ama sıkıntı şurada, Lazio'yu geçmek için kazanmak ya da 2 ve üzeri gollü beraberlik almak zorundasınız. Bunu başarabilmek dünyada birçok takım için kolay değil. Galatasaray'ın işi de kolay olmayacak.

BU KADRO İLE BÜYÜK HEDEFLERE ULAŞILMAZ

Mustafa Denizli bir süre önce "Psikolojim bozuk" dedi.. Lazio maçı sonrası da "Form durumum gayet iyi" açıklamasını yaptı… Denizli'nin bu sözlerini nasıl yorumlarsınız.. Gerçekten psikolojisi bozuk mu?
Mustafa Denizli'yi göreve geldiğinde eleştirmiştim. Ama benim yapımda düşene vurmak yoktur. Psikolojisi bozuk olsa ne olur, olmasa ne olur! Formda olsa ne olur, formda olmasa ne olur! Tablo çok net ortada... Galatasaray'ın kadrosu hele hele Burak'ın ayrılışından sonra büyük hedefleri kovalamaya uygun değil. Mustafa Denizli, sanırım son teknik direktörlüğünü yapıyor. Bu asla bir temenni değil tabii ki sadece durum tespiti. Ve Mustafa Denizli Galatasaray'da başarısız bir dönem geçirirse de fazla üzülmesin. Geçmişte bıraktığı izler, kariyerinde yaşanmış başarılar asla kaybolmaz.

YILDIZLAR KENDİNİ DOKUNULMAZ SANIYOR

Büyük yıldızları oyundan çıkarmak bir dert adeta… Fenerbahçe'de Van Persie, Pereira'ya; Beşiktaş'ta Gomez, Şenol Güneş'e ve son olarak Galatasaray'da Sneijder, oyundan çıkarken Denizli'ye çok da sevimli bir yaklaşımda bulunmadı... Nerede yanlış yapılıyor?
Bu tablo o yıldızların suçu değil. O yıldızlara sunulmuş tablonun suçu. Adamlar burayı belki de haklı olarak üçüncü dünya ülkesi zannediyorlar. Buraya para için geldikleri çok açık. Ve burada hem futbol dünyası hem de basın tarafından inanılmaz şımartılıyorlar ve birden 'Biz Türk futbolu için bir lütufuz, dokunulmaz durumdayız' psikolojisine girip saçmalamaya başlıyorlar. İşte bu yıldızlarda gördüğümüz saygısızlığın temel nedeni de bu.

KÖTÜYSEN ANANI AĞLATIRLAR!

Pereira bakıyorsunuz.. Lig, kupa ve Avrupa hepsinde tam gaz gidiyor.. Peki Portekizli teknik adam neden kimseye yaranamıyor? Türkiye'de futbolda belki biz spor yazarlarının da dahil olduğu tuhaf bir düşünce yapısı var. Kimseyi beğenmiyoruz. Öküzün altında buzağı arıyoruz ve genelde çok olumlu yönlerin değil de az olumsuz yönlerin üzerine gidiyoruz. Aslında Pereira'ya baktığımızda matematiksel olarak çok başarılı gidiyor. Fenerbahçe üç kulvarda da bağıra bağıra ilerliyor. UEFA'da turu geçme ihtimalleri yüzde 90, hatta üzeri. Türkiye Kupası'nda bence turu geçtiler. Süper Lig şampiyonluğunda da şansları tam yüzde 50. Ama hala başta biz sonra da tüm futbol camiası onda eleştirebilecek yönler bulabiliyoruz. Futbolun doğası bu. İyiysen de eleştirilirsin, ama kötüysen ananı ağlatırlar. İşin özeti bu.

BEN BU FİLMLERİ ÇOK GÖRDÜM

Hocam, Beşiktaş "Biz hakemleri konuşmuyoruz" diye övünüyordu... Fakat şimdi her maç sonrası hakeme yükleniyorlar. Sizce neden böyle oldu?
30 yıldır ben bu filmleri çok gördüm. İşler iyi giderken yöneticiler hocalar ve futbolcular centilmenlik abidesidirler. Ama canları bir kere yandığında o centilmen tablo yerini saygısız, provokatif ve şirret açıklamalara bırakır. Bu da futbolumuzun gerçeklerinden biridir. Sadece bizim mi, hayır dünya futbolunda da durum böyle. Canı yanan Mourinho'nun neler yaptığını hatırlayın. Bir hakem hatasından sonra 'Sir' lakaplı Ferguson'un düştüğü rezil tabloları bir düşünün. İşte futbol böylesine oynak başrol oyuncularına sahip nankör ve çok kaygan bir spordur.

Denizli için sorduğum soruyu Şenol Güneş için de sormak isterim.. Çok gergin.. Bu, zirve baskısından dolayı mı?
Şenol Güneş Beşiktaş'ı şampiyon yaparsa tarihe geçer. Şampiyon yapamazsa yine büyük bir hüsran yaşayacak. Bu yüzden de psikolojik olarak büyük baskı altında. Şurası mutlak bir gerçek ki şampiyonu ufak detaylar, belki 1 puan, belki ikili averaj ya da masum bir hakem hatası belirleyecek. Hem Beşiktaş'ın hem de Fenerbahçe'nin camiaları diken üzerinde. Haklıdırlar. Bu stresi yaşamak kolay değildir. Yapılacak en ufak hata kupanın kaçmasına neden olacak.

KARDEŞLERİME TAVSİYEM...

Burak Yılmaz ve Ersan'dan sonra Caner ve Gökhan Gönül'e de Çin'den teklif var. Milli oyuncularımızın kariyerine Çin'de devam etmesi bize nasıl yansır…
Ben futbolcu olsam, yaşım da 30 olsa, dünyanın hangi ülkesi olursa olsun kazanacağım paranın birkaç katını alacaksam ve bana uzun süreli de bir kontrat sunuyorlarsa Çin'e gider oynarım. Futbolcu kardeşlerimiz şunu iyi bilmeliler ki 30'lu yaşların başında ya da ortasında futbol hayatı bittiğinde geriye 3 şey kalıyor. 1- Hep yanında olan ailesi, 2-Temiz ve başarılı bir isim, 3-Güçlü bir ekonomik birikim. Ağabey olarak benden söylemesi.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA