Fenerbahçe'yi tanımasam, oyuncularını bilmesem, şampiyonluk mücadelesi içinde olduğu belli olmasa, "Maçı kasten Gençlerbirliği'ne verdiler" diyeceğim. Fenerbahçe'yi anlayabilmek mümkün değil. Sanki ligin son haftası bir formalite maçı oynarmış gibi vurdumduymaz, sorumsuz ve siliktiler... Maçın hiçbir anında oyunu Gençlerbirliği'ne kabul ettiremediler. Sow, Emenike adeta kış uykusundalar. Emre, futbolu bırakıp, plajlarda oynayan ensekulak yerinde veteranlar gibi oynuyor. Fenerbahçe'ye mal olmuş kanat akınları ve kanat beklerinin bindirmeleri ortada yok. Gökhan yok, Caner yok, daha doğrusu Volkan dışında kimse yok... O da yediği ikinci gol dışında tabii.
İlk yarı uyutan bir tempo vardı. Uyutan tempodan uyandıran Gençlerbirliği'nin müthiş golü oldu. Devre bittiğinde herkes ama herkes, "Bu maç nasıl dönecek" daha doğrusu, "Dönecek mi" diye düşünürken aynı düzenek ikinci devrede de devam etti. Taa ki Mehmet Topal'ın golüne kadar. Soldan Caner ortaladı, Topal kafayı iyi vurdu ve Fenerbahçe beraberliği yakaladı. Bu dakikadan sonra biraz kıpırdandılar. Pozisyon buldular ama "Fener'in golü gelebilir mi" diye düşünürken son dakikalarda hatalar silsilesi mağlubiyeti getirdi. Önce Alves topu manasız şekilde kornere attı. Korner kullanıldı, dönen topta da yapılan orta gol oldu. Golde hem Caner hem de özellikle Volkan çok hatalılar...
Fenerbahçe, maç kaybedebilir... Kötü de oynayabilir ama böyle vurdumduymaz, böylesine isteksiz oynayamaz. Bu kayıpların telafisi çok zor. Üstelik böyle düşük tempoyla oynarlarsa geride kalan haftalarda büyük sıkıntılar yaşarlar.
Gençlerbirliği'ni kutlamak gerek. İyi takım olmuşlar. Çok disiplinli oynuyorlar ve de hak ettikleri bir galibiyet aldılar. Sahanın yıldızı yine hakem Halis Özkahya'ydı. Kafasında tilkiler gezmediğinde Türkiye'nin en yeteneklisi o. Dün gece de sıfır hatayla maç yönetti.