Galatasaray kötü oynadığı, sadece iki pozisyon bulduğu bir maçı pekala kazanabilecekken kazanamadı. Bugüne kadar "Çok başarılı hocalık performansı gösterdi" dediğimiz Hamza Hamzaoğlu bence ikinci yarıda sınıfta kaldı.
İlk yarıya bakıyoruz G.Birliği ceza alanına kadar çok iyi ve rahat geliyor, üstelik pozisyonları da var. Özellikle soldan yapılan ortaya vurulan kafa ve ardından Stancu'nun müthiş serbet atışı Muslera tarafından mükemmel kurtarıldı. G.Saray'ın en iyi oyuncusu Muslera. Yine ilk yarıda G.Saray bir kontra yakaladı. Burak harika bir asistle topu Emre'ye bıraktı, Emre de iyi vurdu. Bu gol böyle maçlarda çok önemlidir. Çünkü rakip çok fazla organize bir takım değil. İlk devre böyle bitti.
İkinci devreye bakıyoruz tuhaf bir maç. G.Birliği ilk yarıdan da kötü. Ama ne hikmetse G.Saray pas yapıp oyunu tutarak ikinci golü arayacağına anlamsız bir şekilde sıradan bir Anadolu takımına dönüşüverdi. Hamit, Olcan'ın yerine sol öne geçti. Sözüm ona ataklarda Telles'e yardımcı olacak. Sağ kanata da Yasin girdi. Yahu beyler bu değişiklikleri hasbelkader öne geçmiş bir Anadolu takımı yapar. İkinci golü bulsan maç bitecek. Zaten biraz ayağa pas yapsan, biraz oyunu tutabilsen ikinci gol de gelecek ama G.Saray sürekli topu kaybedip G.Birliği'ne bıraktı. Sakın kimse ikinci yarıda G.Birliği çok iyi oynadı demesin. Bir pozisyon buldular, sağdan orta geldi ve Rumen Milli Takımı'nın eski G.Saraylı forveti de takımı adına maçı kurtardı. Koskoca G.Saray gol dışında tek pozisyonunu uzatmada Burak'ın kafasıyla buldu. Onu da Gençlerbirliği kalecisi çıkarınca Galatasaray iki puandan oluverdi. Kimse 'Sneijder, Melo, Chedjou yok' laflarına sığınmasın. Dün gece Galatasaray, Anadolu takımına dönüşerek kazanamadı.
Mete Kalkavan genç ve istikbal vadeden bir hakem ama Gosso ve Selçuk'a göstermediği sarı kartları anlayamıyorum. Ayrıca baksın bakalım Gençlerbirliği'ne verdiği serbest vuruşta baraj kaç metreydi?