Hakemler formsuzdu. Sezon başından beri bomba üstüne bomba yaptılar. Ve Zekeriya Alp de eleştirilere dayanamayıp görevi bıraktı?
Bu istifayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu istifa kaçınılmaz bir sonuç. Başaramadı ve gitti. Türk hakemlerinin yaptığı her doğru ve her yanlış otomatik olarak Merkez Hakem Kurulu Başkanı'na fatura edilir. Sezon başından beri hakemlerin performanslarına baktığımızda gerçekten çok kötüydü. Üç büyük takım adeta hakem kararlarıyla imtiyazlı hale gelmişlerdi. Zekeriya Alp beceremedi, başaramadı ve onurlu bir şekilde istifa etti.
Alp'in yerine TFF, 2 saatte Yusuf Namoğlu'nu atadı. Namoğlu 2012'de verdiği bir röportajda, "Benim Demirören ile ilkelerim uymaz. Kendimi kullandırmam. Bu nedenle görevime devam etmem için yapılan teklifi kabul etmedim" demişti. Bu atama için düşünceniz ne? Ve sizce TFF'nin B Planı hazır mıydı?
Yusuf Namoğlu benim yıllarca yan hakemliğini yaptığım bir büyüğümdür. Üstelik de kendisi nikah şahidimdir. Ama bu aşamada Yusuf Namoğlu'nun da göreve gelmesini doğru bulmuyorum. Zira Namoğlu'nun açıklamalarına göre TFF Başkanı Yıldırım Demirören ile ilkeleri uyuşmuyordu. Ne oldu, ne değişti de iki saatte ilkeler uyuşuverdi. Demirören mi değişti, yoksa Namoğlu mu? Bu konuda da çok büyük soru işaretleri var kafamda.
ŞARLATANLIK BİTMELİ
Sizce MHK, Zekeriya Alp döneminde olduğu gibi salı toplantılarına devam etmeli mi? Bu toplantıları özellikle hakemler açısından faydalı buluyor muydunuz?
Salı toplantıları şarlatanlıktır. Hakemliğe hiçbir faydası olmadığı gibi MHK'yı sürekli eyyama sürükler. MHK'nın salı toplantıları yapması demek, Markus Merk'in Lig TV'de hakem yorumculuğu yapması demektir. Hakemleri kollayacağım diye soytarı durumuna düşmek kimseye yakışmaz.
Yusuf Namoğlu ilk olarak ne yapmalı?
Yusuf Namoğlu'nun yapacağı fazla bir şey yok. Kadro belli. Onlara şunu der ve gerçekten inandırabilirse belki biraz olsun hakemlerin performansını yükseltebilir: "Ey hakemler! Ne Yıldırım Demirören ne Duygun Yarsuvat ne Aziz Yıldırım ne de Fikret Orman... Maç yönetirken Allah'tan başka kimseden korktuğunuzu hissedersem gidin ananızın bahçesinde karşılaşma yönetin." Bunu söyler ve gerçekten söylediklerinin arkasında durursa hakemler bir nebze olsa toparlayabilirler. Yok, hakemler böyle devam ederse Yusuf Namoğlu da sezon sonunda gitmek zorunda kalır.
BEŞİKTAŞ %40 TRABZON %30
Avrupa Ligi'nde Beşiktaş'a Liverpool, Trabzonspor'a ise Napoli çıktı. İki temsilcimizin tur şansını nasıl görüyorsunuz?
İki takımımız da Avrupa Ligi'nde zor kura çekti. İkisinin de şansı rakiplerinden biraz daha az. Her ne kadar Liverpool eski Liverpool olmasa da sonuçta bir futbol efsanesidir. Üstelik Şubat'a kadar sorunlarını azaltacaklardır. Trabzonspor'a yüzde 30, Beşiktaş'a da yüzde 40 tur şansı veriyorum. İşleri çok zor ama imkansız değil.
Beşiktaş 3 kulvarda da iyi gidiyor ve maçlarını kazanıyor. Ancak en büyük sorunu hala stat. Olimpiyat Stadı'nı düşündüğümüzde bu durumdan siyahbeyazlılar nasıl etkilenir?
Beşiktaş Guinness Rekorlar Kitabı'na geçebilir. Şayet şampiyon olurlarsa tarih Beşiktaş'ı "İç saha maçlarını farklı şehir ve kasabalarda oynayan bir takım şampiyon oldu" diye yazacak. Bu da Beşiktaş için büyük şeref kaynağı olacak.
MARİFET HAMZAOĞLU'NDA DEĞİL
Galatasaray, Hamza Hamzaoğlu ile çıkış yakaladı ve son 5 maçta 21 gol attılar. Özellikle hücum hattında etkisini artıran Galatasaray'ın bu havası devam eder mi?
Geçin bunları... Marifet Hamza Hoca'da değil, marifet Galatasaray'ı aylarca sabote eden sözüm ona o futbolcularda. Prandelli'yi göndermek amacıyla takımı sabote ettiler. Oynamadılar. Hamza Hoca gelince de görevlerini yapmaya başladılar. Hepsi bu.
Trabzonspor'da Ersun Yanal'ın performansını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bordo-mavililerin yıllardır özlemini çektiği şampiyonluk hasretini dindirebilir mi?
Ersun Yanal, Trabzonspor'a bir ivme kazandırdı. Takıma da katkısı olacaktır kesinlikle. Ama bunu şampiyonluğa kadar götürebilirler mi, orası çok zor görünüyor. Ama inşallah yarışı sonuna kadar kovalar.
SON SÖZÜ FIFA SÖYLEYECEK
UEFA, geçtiğimiz gün Trabzonspor ve Fenerbahçe'nin birbirleri hakkında yaptıkları başvuruları reddetti. Bu, şike sürecinin UEFA açısından tamamen kapandığı anlamını mı taşıyor? Türkiye'de ise bu iş şimdilik kapanmayacak gibi.. Ne olacak bu işin sonu sizce?
Bence hem Türkiye'de hem de UEFA'da bu iş bitti. Ama son durak FIFA ne der onu kestiremiyorum. Tuhaf olan şu; UEFA, Fenerbahçe'ye çok ciddi ve ağır bir ceza verdi ama kişilere henüz ceza çıkmadı. Bu durum ciddi bir çelişkidir. Herhalde son sözü FIFA söyleyecek.