Maç bıçak sırtında başladı, devam etti ve bitti. Fenerbahçeli futbolculara topu çarptırmadan gol atamayacağını anladığı anda Lille takımı yere yattı, sahada sürtüşme yarattı, kalesine yaslandı ve dakikaları saydı.
İyi yüklendi Fenerbahçe. Lille kalecisi Chevalier ile gol olması beklenen şutlar arasında sürdü mücadele. Szymanski, Mert Hakan, İsmail Yüksek, Djiku vurdular, kurtardı. Defans sırtına oynadılar, Dzeko ile En-Nesyri'yi karşı karşıya bıraktılar, geçit vermedi. 60'tan itibaren Mourinho'nun hamleleri de geldi. Gecikmeden çift santrfora döndü, İrfan Can ile bir hücum aklı daha soktu sahaya. Osayi'nin süratine güvendi, orta sahadaki riskler için. Bir şutu da direkten döndü.
Olmadı, Cenk Tosun ile üç santrfor oynamaya başladı. İstediler, tribünle bütünleştiler ve uzatmanın ilk dakikasında gelen gol ile Kadıköy kendi coşkusunda boğuldu adeta.
Uzatma dakikaları oyunun kontrolü ile hata yapmamak arasında gitti-geldi. Bartuğ-Dzeko değişikliği ile orta saha enerjisini geri aldı Mourinho. Bitime 10 dakika kala kırmızı geldi, Lille 10 kişi kaldı. "Tamam, oluyor" derken Jayden'in kontrolsüz duvarında top eline geldi. Maçın kahramanı, maçın ipini de çekti aslında. 4 dakika oynadılar gol sonrasında. Cenk'in üst direkte patlayan kafa vuruşu ile futbolun adaletindeki 'şans' takdiri devreye girdi. Şampiyonlar Ligi olmadı. Çok istediler, çok koştular ama olmadı. Ellerinde Avrupa Ligi var bu kez. Jose Mourinho'nun 'kazanırız' dediği…