Bir yanda üçüncü bölgede yaptığımız pas örgüsü, diğer tarafta rakip bizim alana geçtiğinde seyirci moduna geçmemiz. Gürcistan öylesine bir duvar ördü ki gedik açmak için topu bir o yana, bir bu yana taşıdık, iki uzak şut ile belki de turnuvanın en güzel gollerini attık.
Çok renkli, heyecanlı, yetenekli ve arzulu bir ön tarafımız var. Hakan Çalhanoğlu yönetiyor onları, Arda Güler yardımcı lider konumunda. Çalışılmış setlerimiz var. Ferdi'ye de bir plan yapmış Montella, defans arkasına koşularını düşünerek Barış Alper'e de.
Düşünün, Orkun üç kez son vuruş şansını yakaladı. Ona da özel görev verilmiş, kenardan gelenler tembihlenmiş. Biraz diri, biraz da sakin olsa maçın kahramanı, tabelanın ismi olacaktı Orkun. Topu bize bıraktı Gürcüler ama onlar da yüksek pas yüzdesi ile oynadılar. Bizim baskımız kontrolü getirse de topu kaptığında doğru ve etkili kullanan bir takım vardı karşımızda. İşler zordu yani. Ya da bazılarının dediği gibi 'kolay maç' değildi. Nitekim, 2-1 olduktan sonra iki topları direkten döndü, Samet çok kez duvar oldu, Mert'in kurtarışları da var notlarda. Neşeli dakikalara dönelim… Genç bir takımız ve iniş-çıkış yaşamamız çok doğal. Kenan'ın parmak ucuyla ofsayta girdiği ikinci golü cebimize koysaydık, inanın turnuvanın en keyifli maçını seyrettirebilirdik. Sonrasında seyirciler gibi izledik beraberlik golünü. Bir anda düştü enerji.
Bırakalım bunları; Arda Güler var formamız altında, ritim bulacak kaliteli ayaklarımız da listede. Kazanmak önemliydi oyundan çok. Yolları açık olsun Bizim Çocuklar'ın.