İlk saniye ile birlikte "kâbus" gibi çöktü Beşiktaş'ın üstüne Fenerbahçe… Sağdan-soldan geldiler. 25'te Beşiktaş'ın 10 kişi kalması, ardından Fred-Tadic, Batshuayi üçgeni ile gelen golle birlikte maçın imzası atıldı. Devre bittiğinde 70'e 30 top Fenerbahçe'deydi. İkinci yarının ilk 15'inde de tempo sürdü. Sonrasında Serdar Topraktepe'nin hamleleri geldi. Rakibinden eksik Beşiktaş, önde basarak dengeyi kurdu, golünü buldu. Son saniyelere kadar da beraberlik korkusunun peşinden ayrılmadı. İki "yaralı" takımın, iki taraflı çaresizliği, içinde dersler barındırıyor. Livakovic'in müthiş kurtarışı dönüm noktası elbette. Mert Günok'un ilk yarıdaki tecrübesi de başka bir yerde. Ama eksik rakibin baskısına bu kadar teslim olup, çözüm üretememek, İsmail Kartal'ın da, O çok övdüğü oyuncularının da "ayıbı"… Mesela Krunic hamlesi… İsmail Yüksek'in sakatlığı sonrası. 3 Türk şartı için, Krunic girsin diye Becao'yu çıkarıp, Çağlar'ı da oyuna almak zorunda kaldılar. O Krunic, 10 kişi oynayan Beşiktaş karşısında, Fenerbahçe'yi de 10 kişi oynattı. Dzeko'nun kulübede başlaması, maç öncesinin "sakızı"ydı. Golü Batshuayi atınca, "biz demedik mi?" ekibi sessizlik modunu açtı. Aslında böylesine pas oyununda Dzeko daha faydalı. Ama Batshuayi'nin attığı golü de atamazdı. 60 dakika Fenerbahçe, son 30 dakika da Beşiktaş'ın mücadelesi, aklı için helal olsun. Derbinin inadını taşıdığı iki taraf da ve bu birlikteliğin Beşiktaş'ı istediği yere götüreceği de çok açık… Hakem Volkan Bayarslan için ne diyelim? İyi niyetli olduğundan şüphem yok, ama iyi hakem değil. Bu derbiyle de kariyerini noktaladı muhtemelen. Yolu açık olsun…