İsmail Kartal oyuncularına karşı kartını açık kullandı; "Hepiniz ilk on birin parçasınız..." Ve 7 oyuncu değiştirdi, üç gün önceki maça göre. Beklenen bir hamleydi aslında ama Syzmanski, Tadic veya Dzeko, İrfan Can Kahveci; öylesine izler bırakmışlarki, "yoklukları aranır" endişesi dalgalandı.
Danimarka takımı, bir gün önce Seyrantepe'deki Kopenhag'ı elinden kaçırarak geldi İstanbul'a… Steau Bükreş ve Partizan'ı eleyerek gruplara kaldı. "Çantada keklik" değil yani. Fenerbahçe takımı çok yüksek enerji ile çıktı sahaya… "Altı numaraya değil, 12 numaraya ihtiyacımız var" gustosu da hedefini bulmuştu. Kadıköy taraftarıyla da "ben buradayım" dedi. Önde baskı, kapılan toplar, usta ayaklar bir anda ilk skoru 2-0 getirdi. İkinci yarının başında gelen üçüncü golle birlikte, "keyif dakikaları" başladı. Nordsjealand takımı da bu boşluğu hemen değerlendirdi. Önce topa sahip oldular, sonra da hücum kalitesine. Rakiplerini hataya zorladılar, buradan da golü buldular.
Kenardaki usta (İsmail Kartal) duruma değişiklikler ile el koydu ve forvetlerden birini (Kent) çıkartıp, İrfan Can Kahveci ile orta saha sayısını yükseltti. Denge hemen değişti. Pas kalitesi artıp, top rakip sahada daha fazla kalmaya başlayınca Danimarka takımı da kendi sahasında beklemek zorunda kaldı. Oyun soğudu, herkes yerini anladı. Rotasyon tabela olarak sonuç verdi. Kent, King ve Crespo'nun hala maç oynamaya ihtiyaçları var. Tempoları, pozisyonlardaki pas kararlarında sıkıntılar oldu. Ama "rekabet" gerçeğinde İsmail Hoca'nın elinde doğru veriler oluştu.