15 dakikalık Samsunspor temposunu karşılayıp, yumuşatıp, oyunu rakip sahaya getirdi Fenerbahçe. Seyircisinin coşkusu, yüksek konsantrasyon ile kırmızı-beyazlı ekip güç denemesi yaptı. Sonra saha kalitesi kendi dengesini yarattı. Gözler Fred ve Cengiz Ünder'de. İki yıldız transfer, ilk maçlarında "fark yaratırız" mesajını vermeye hemen başladılar. Hüseyin hoca, beşi geride, üçü orta sahada sekiz oyunculu duvarına, hızlı hücumcular ile katkı sağlamayı planladı. Başarılı da oldu. Şöyle ki; İsmail hoca döneminde Fenerbahçe hiçbir rakibe bu kadar şut çekme imkânı vermemişti. Alan genişletip, bire birlerde başarılı Fofana gibi forvetlerini İrfan Can Eğribayat'ın alanına soktu. Fenerbahçe ise önlemler yumağından, kendi pozisyonlarını üretmenin peşindeydi. Dzkeo'nun dört isabetsiz vuruşuyla bitti ilk yarı. Böylesine kalabalık içinde Bosnalı golcüyü topla buluşturmayı da başardılar. Devre bittiğinde, "Zor maç ama Fenerbahçe her an gol atabilir" yorumu vardı. Cengiz'in iki stoper arasındaki Dzeko'yu bulması bir kalite, Dzeko'nun golü atması ustalıktı. Kilidi kırmayı başardılar, rahatladılar ve riski rakibin üstüne bıraktılar. Fred'in ofsayta takılan ikinci golündeki paslaşmalar, gözlerdeki "pası" sildi. Bir ayak mesafesi ile yakalandı Tadic. Pozisyonda Samsunsporlu oyuncuların topa dokunması, "baskı altındaydılar, kontrollü ele geçirmediler" yorumuyla, birkaç hamle geriye dönüldü. Bu güzel gole yazık oldu. İsmail Kartal tebriği hak ediyor. Altı oyuncusunu değiştirdi ama oyunu değişmedi. Maçı büken, "Benim dediğim olur" diyen, gireni-çıkanı ile aynı sorumluluğu taşıyan bir takım yaptı. Hüseyin Eroğlu'nu da bir planı olan, buna sadık kalıp, vazgeçmeyen bir ekip yaptığı için kutlarız.