Daha 4. dakikada gelen Alanya golü ile Fenerbahçe için zor olan maç, daha da zor hale geldi. 74'e 26 topla oynama oranı ile biten ilk yarıda, Ersun Yanal'ın maçı kilitleme formülünün üstüne, tempoyu düşürme, yatanın yerden kalkmaması hamleleri de geldi. 10 dakika uzadı devre. Skora sadece duran toplarla yaklaşabilmişti Fenerbahçe…
Jesus üç oyuncu birden değiştirdi ikinci yarıya başlarken. Oosterwolde'nin sakatlanmasıyla, dört değişiklik hakkı gitti. Sevilla maçının yorgunluğunun üstünde, hiç acele etmeden sahayı paslarla dolaştılar. Topun peşine düşen Alanyaspor'da yavaş yavaş pozisyon yanlışları da gelmeye başladı
Yine de duvar penaltı ile yıkıldı. İkinci golü de getiren baskıda titreyen ayakların hatasından çıkan penaltı oldu. Emre Mor'un müthiş golü ile birlikte sabrının ve sakinliğinin karşılığını aldı Fenerbahçe…
Galatasaray'ın yenildiği bir haftada sadece matematiği değil, camia sinerjisini de etkileyecek bir galibiyet aldılar. Uzun süre sonra Jesus'un her hamlesinin oyunun şeklini değiştirdiği, skoru etkilediğini de gördük. Emre Mor'un Valencia'yı kaleciyle karşı karşıya bırakması, Osayi'nin aldığı penaltı, Zajc'ın orta sahaya getirdiği enerji ile tempo arttı.
Hakem Mete Kalkavan oynatmaya çalışıyor. Ama bu duygusu içinde bariz faulleri kaçırdı. İlk yarıda Valencia'yı çeken Furkan'a kart göstermemesi, ya da Jesus'un atılmaya kadar götüren Ferdi'ye yapılan hareketi atlaması anlaşılmaz. İkinci penaltıyı VAR'dan vermesi de bu tecrübe ile yan yana gelmemeliydi. Bu maçın Fenerbahçe adına başka mesajları da var. Geriden gelip kazanırken, büyük takım refleksini de ortaya koydular. Sevilla eşleşmesi iyi bitmedi ama takımın özgüvenini çok yukarı taşımış. Artık kırılma anlarını oynamayı öğrendiler.