Maskelerin düştüğü, Fenerbahçe'ye karşı kumpasın tüm netliği ile ortaya çıktığı bir gece yaşandı yine. Takım ve taraftarın, sezonun muhtemel şampiyonuna karşı "onur" mücadelesi verdiği gecede, VAR hakemi Mete Kalkavan ile hakem Zorbay Küçük'ün ortak yetersizliği ile futbol yine rafa kalktı. Aziz Yıldırım ile dört sezon şampiyonsuzlukla geçti. Yine iş başındaydı bu yetersizler. Ali Koç'un kendi yanlışları bir yana, geçen sezonun tam hakem rezaleti geçmesinin nedenini sıkılmadan sergilediler.
Kırmızı 18'de geldi. Nwakaeme'nin golü 22'de. O dakikaya kadar şutu yoktu Trabzonspor'un. Baskıyı da yapan, varyasyonlarla rakip ceza alanına sızan, pozisyon deneyen, golü isteyen, top göstermeyen takımdı Fenerbahçe. İsmail Kartal tüm silahlarını kilitlemişti rakibinin. Abdullah Avcı'nın "sıfır" orta saha, defans ve hücum olarak ikiye böldüğü takımının üretkenliği de bitmişti.10 kişi kalmak, Trabzonspor gibi bir pas takımı karşısında zaten en büyük sıkıntıyken, bir de yenik durumda oynamak zorunda kaldılar. İşte o andan itibaren Kadıköy'ün eski muhteşem gecelerinden biri yaşanmaya başlandı. 50 bin taraftar takımına sarıldı, maçın peşine düştü, oyuncular onları yalnız bırakmadı ve bir futbol destanının dakikaları sahaya düştü
Fenerbahçeliler, kendilerine saldırmaktan bu "hakemcik"lerin aslında ne "inceci" olduklarını gözden kaçırdılar. İrfan Can'ın gördüğü kırmızı kart, Türkiye'de futbolu yönetenlerin bakış açısıdır. Herkes bunu iyi anlasın. Fenerbahçe için rakip sadece sahada değil, her yerde. Anlamadılar aslında, dün Fenerbahçelilik duygusu geri geldi taraftara... Bundan sonrasında ellerin yumruk olduğunu görürsünüz. Tüm kumpasçıların hüsran gecesine şahit oldunuz.