Haftaların getirdiği yükün altında çok şiddetli bir baskı ile başladı G.Saray. Rotasyon karşılığını hırs olarak verdi. Oğulcan Ve Ömer'in temposuna diğerleri ayak uydurmaya çalıştılar ve domine ettikleri bir ilk 45 yaşadılar. Bu kadar arzuya rağmen, kolektif hücumda üretken olamamaları inanılmaz. Top Kerem'e geldiğinde karşısındakiler de biz seyredenler de ne yapacağını biliyoruz artık. Sağına alacak, şut arayacak, olmazsa pas opsiyonu değerlendirecek. En kıymetli oyuncun, artık "sürpriz" olmaktan çıkmışsa, tabelayı "sıfırda" tamamlaman da normal.
Adana Demir'in de maçı çok yüksek konsantrasyonla oynaması, dişe diş bir mücadele getirdi. Tribünler belki de bu ligin en coşkulu seyircisini taşıyor. Takım da buna karşılık veriyor.
2. yarıda Yunus'un golleri ile kaderin cilvesi kramponlu hale geldi. Adanalı Terim'in takımı G.Saray'dan kiralanan genç yetenek, Adana Demir'in galibiyet mimarı oldu. G.Saray'ın galibiyetsiz geçtiği 7. maç yaşandı. "Hakem" diyorlar, "Avrupa'da varız" örtüsünü kullanıyorlar ama ligin "muhteşem hayal kırıklığı" olmayı da başarıyorlar. Genç takımın iniş-çıkışları olur, Fatih Hoca haklı. Ancak çözüm üretemeyen, sadece bireysel ataklar deneyen bir takımı var. Oyun aklı ve planı yoksa, genç-yaşlı fark etmez kaosu seyredersiniz.
G.Saray'ın en önemli silahı; hızlı hücuma bir kez bile izin vermeden, maçı kendi ritmine taşıyarak kazanan Adana Demir'Ie hakkını verelim. Ligin en keyifli rengi onlar...