Tam bir bilek güreşiydi aslında. Bilinen performanslar ile tahmin edilemeyenin peşine düşmüş iki takım seyrediyorduk. Fenerbahçe meydan okumasını saklamadan, oyuncularının mücadeleci karakterini ön plana çıkartarak, rakibini daha önce yaşamadığı biçimde geriye koşturdu. Böyle maçlarda önlemleri konuşmamız gerekirken, tam tersine risklerin dakikalarıydı. Bir derbiden beklenmeyecek şekilde pozisyonlar vardı. Önce Galatasaray yakaladı fırsatları, sonra F.Bahçe forvetleri. Ama tabela değişmemekte ısrarcı, heyecan tavanda kalmakta kararlıydı.
Kocaman, Ekici ve Soldado tercihi ile ön taraftaki ezberlerini bozdu. Duran toplarda ve pas organizasyonunda Ekici'nin farklılığından yararlanmak istiyordu. Pas oyununda kalmak adına da Soldado ile en uca yerleşti muhtemelen. Buna rağmen derbi atmosferinde ne yaptığını bilen takım Galatasaray'dı. Geriye kalabalık koştular, defansif disiplini korudular ama bunu belki de bu sezon ilk defa yaşadılar.
60'dan sonra ofansif değişiklikler geldikçe, Fenerbahçe'nin baskısı da yükseldi, oyunun temposu da terse döndü, birbiri ardına kaçan pozisyonları da seyrettik. Kadıköy'ün baskısı ile Fenerbahçe'nin fizik gücü son 15 dakikada rüzgarı Galatasaray kalesine doğru estirdi. Böyle bir maçın nimetlerini yemeleri gerekirdi ama Muslera kalesinde büyümeye başladı. Bir kaleci neden isminin önüne "büyük" sıfatını alır, gösterdi herkese Uruguaylı. Volkan Demirel'in de maç alan kaleci rolüne geçmesiyle birlikte, iki tarafın da kazanmanın eşiğine geldiği bir maç haline dönüştü derbi.
Bitimde sevinen taraf Galatasaray oldu. Kadıköy'deki kazanamama süresi 20 yıl için start alırken, 6 puanlık farkı koruyarak ve diğer rakipleri için kendi sahasındaki mücadeleyi bekleyecekler. Aslında bu sonucun en mutlusunun, Başakşehir-Beşiktaş galibi olacağını anladıklarında, "Biz niye sevindik" diyecekler.
Aykut Kocaman'ın, kendi maçlarındaki hakem yorumları için yaptığı tespitin ne kadar doğru olduğunu da yaşadık. Maçı berabere bitirmeye niyetli hakem üçlüsü de vardı sahada. Üç penaltı pozisyonu var Fenerbahçe için. "İnandırıcı gelmedi" diyecektir büyüklerine. Bizim de düdüğünü neden sakladığına inanamadığımız gibi.