Kopya bir maç izliyorduk. Bir hafta önce Trabzonspor'un dirençli futbolunu, Okan Buruk'un Gaziantep'i de örnek aldı. Şaşırılmaması gereken bir durum. Önemli olan Fenerbahçe'nin bu dersi nasıl çalıştığıydı.
Aynı kadro ile sahaya çıktı İsmail Kartal...
Dakikalar ilerledikçe göründü ki, maçların istatistikleri bile aynı.
Topla oynama 65'e 35 civarında geziyor. Bekler bu kez daha etkili ve üretken.
Defans kalabalığında boğulma oranı da çok benzer ama bu ihtimali uzaktan şutlarla delmek için girişim sayısı, özellikle ilk yarıda çok fazla.
O zaman sorunlar neden çözülmedi? Aslında problemi çözmesi gerekenlerin performansına büyüteç tutmak gerekiyor. Moussa Sow ve Emenike...
Tıkır tıkır işleyen, işlemekten vazgeçmeyen bir makinenin önünde olmalarına rağmen, üç direğin arasına yönlenemediler. Emenike için bu problemi "disiplin" olarak önceki yazılarımızda koyduk. Çok sık da tekrarladık. Ama Sow'un form durumu diplerde geziyor. Bu ikilinin "bir şeyler" yapması gerekirken, "hiçbir şey" tercihinde devam etmeleri, ortaya tek kale oynayan, oyuna hükmeden ama iş gol atmaya gelince "geri vitese" alan bir takım çıkardı.
Bekir orta yapıyor, Alves ara pas kullanıyor, Gökhan Gönül penaltı alıyor.
Emre Belözoğlu tam bir komutan.
Mükemmelin ötesinde bir hırsa ve performansa sahip. Diego'yu da oyunda tuttu. Emenike ile yaşananlar, bir "şımarıklığa" ayar verme tepkisinden. İstediği ciddiyette haklı ama bunun seyircinin önünde olması Emenike'yi bir anda hedef yaptı. Daha sonrasında seyircinin öfkesini bitirip, Emenike'yi oyunun içine almak istediler ama bu kez de Nijeryalı'nın kafası oyundan kaçtı.
İlk haftadan beri Emenike'nin kendini ayrı yere koyduğunu fark ettik. Bu kriz, bu kafadaki bir oyuncu ile kolay atlatılmaz. Fenerbahçe taraftarı; bu el-kolları kolay unutmaz. Sezonun "devam" formülünü İsmail Kartal artık Emenike'siz düşünmek zorunda.
Emenike'nin sorunu disiplin...Ama Sow tamamen dibe vurmuş durumda