İki gündür kupa dersleri yaşanıyor.
Küçük-büyük ayrımı yok tabelalarda. Daha çok isteyen ve koşan, tüm planları, tahminleri kağıt üstünde bırakıyorlar. Fethiyespor PTT 1. Lig sonuncusu olarak geldiği Saracoğlu'nda öyle bir kafa tuttu ki rakibine, belki oyun üstünlüğünü Fenerbahçe'deydi ama, pozisyon hesapları alt-üsttü...
30. dakikada Ersun Yanal defans formasyonunu değiştirerek, orta sahayı "daha oynayan" haline getirdiğinde ancak maçın akış yönü değişti. Hasan Ali beke döndü, Kadlec stopere, Bekir sağ beke. Topuz-
Holmen kanat oyuncuları olarak, Salih ve Baroni'ye daha rahat servis imkanı sağladılar. Sonrasında; ters bir vuruş, olmayacak bir gol... Ersun Yanal'ın gözü özellikle iki oyuncunun üstündeydi; Holmen ve Salih... Emre sakat, Meireles cezalı, Baroni istikrarsız. Alternatif yaratmaya çalışıyor o bölgede. Salih çok istekli ve arayan oyuncu oldu. Holmen çizgide, alıştığı geniş alanları veya forvet arkası etkili koşuları çok bulamadı.
KADIKÖY'E KIŞ GELDİ
İkinci yarıda görüntü değişmedi ama Fethiye kader hakkındaki bilinmeyenleri sahadaki rakiplerinin öğrenmesini sağladı.
Yenik durumdalar, rakip sahadalar, kendi liglerinde sonuncular, Süper Lig'in liderine karşı oynuyorlar. Ama bir an bile görev alanlarında ellerinden gelenin en iyisini yapıp ayaktaydılar. Onur ve Kenan'ın orta saha performansları, Krasniqi'nin soğukkanlı ve lider tavrı, birbirinin kopyası iki golle Kadıköy'e kışı getirdi. Sıra bekleyen oyuncuların kendi şovlarını ön plana alıp, göze girme çabalarında fazlaca risk almalarının faturasıdır bu. Daha iyi olduklarını göstermeye çalışırken, birden bire boyaları döküldü. Kupa sürprizinin en afillisini yine kimseye kaptırmadı Fenerbahçe. Kendi golünü bile atamadan soyunma odasına gittiler. Ersun Hoca da kendi dersini çalışacaktır bu tabloda. En azından ocak ayı geldiğinde kimlerle yolunu ayıracağı konusunda çok düşünmeyecektir.
MAÇIN ADAMI: KRASNİQİ