Günümüz futbolunda savunmalar yalnızca defansta çok adamla kalarak yapılmıyor. Başakşehir, topa sahip olarak oyun temposunu kontrol etme isteğini maçın genelinde sahaya yansıttı. Gol yemeden bu maça kadar gelmiş olması tesadüf değil. Topa sahip olarak ve sahanın genelinde pas trafiğini doğru yöneterek oyun temposuna hakim oldular. Beşiktaş'ın taraftarını arkasına alıp yarattığı muhteşem tempoya ulaşmasına maçın son bölümü hariç izin vermediler.
Durum böyle olunca Beşiktaş'ın etkinlik düşüncesi duran toplara kaydı. Burada da azımsanmayacak pozisyonlar var. Biri yapılabilseydi Beşiktaş adına maç çok farklı bir yöne gidebilirdi. Rakip tempoya bu kadar müdahale edince Beşiktaş topa sahip olduğunda süratli ve dikine oyunu istediği şekilde oynayamadı. Çünkü kendi yaptığı şekilde bir rakip baskısına maruz kaldı.
Oyun bu şekilde sıkıştığında kanat beklerinin işin içine girmesini beklersiniz. Ancak buralardan istenen destek gelmedi. Orta alanda Salih'in gayreti de oyunu belli bir yere kadar getirdi. Fernandes sezon başından bu yana her maçta şans almasına rağmen oyunun skor ve yaratıcılık tarafında hâlâ beklentilerin gerisinde. Weghorst üzerinden gelmesi beklenen yüksek toplarla denemeler de çok fazla ceza sahası içinde karşılık bulmayınca oyun Beşiktaş adına çok zorlandı. Kulübeden yapılan Redmond ve Cenk hamlelerinin getirdiği hareketlilik oyunu canlandırdı ama N'Koudou'nun ayağından kaçan net pozisyon bu canlılığa karşılık gelmesine engel oldu.
İç saha maçlarında kayıplar elbette üzücü ama Beşiktaş'ın bunu telafi edebilecek bir kadrosu var. Buradan çıkarılacak dersler bir kenarda tutulursa Beşiktaş aynı hatalara tekrar düşmez.