Kanının son damlasına kadar hak etmek cümlesi bu şampiyonluktan sonra Beşiktaş'a gerçekten çok yakıştı. Muazzam bir sezon oldu. Mali zorluklar, kıt kanaat yapılan transferler, dar kadro, sakatlıklar ve birçok problem... Ama yılmayan, pes etmeyen ve her maçta yüksek iradesini ortaya koyan oyuncu grubu ve onları yöneten bir Sergen Yalçın gördük. Müthiş bir sezon yaşattılar. Çok ile şampiyon olunmayacağını, başarılı olmak için temel şartın iyi bir takım olması gerektiğini, doğru oyuncu seçiminin olmazsa olmaz olduğunu, bunun yanında tabii ki her maçın ayrı bir ustalıkla yönetilmesi gerektiğini başarılı örneklerle ortaya koydular.
Sergen Yalçın'ı başarının mimarı olarak alnından öpüyorum... Alkışlanacak işler yaptı. Beşiktaş'ın bu tarihi dönemecinde camiasının lideri olarak verilen sorumluluğu büyük bir başarı ile taçlandırdı. Bu gururu hem kendisine hem de camiasına yaşattı.
Sezon içinde Beşiktaş'ta muhteşem kahramanlar vardı. Bir dönem Atiba... Büyük bir süreçte Josef de Souza... Sezonun başından sonuna kadar Ghezzal ve Larin... Bir bölümde de Aboubakar ve Rosier, bugünkü şampiyonluğun altındaki en önemli imzanın sahipleri oldular. Kendi performans ve başarılarıyla birlikte Vida'yı, Welinton'ı, N'Sakala'yı, Ljajic'i, Mensah'ı, Oğuzhan, Gökhan Töre'yi de bu başarı kervanının içinde olmaya ikna ettiler. Hep beraber büyük bir başarı hikayesini yazdılar.
Son iki maçta yaşanan kabustan İzmir'de yeniden uyanarak, bu işe ne kadar inandıklarını ve hak ettiklerini gösterdiler. Her zaman dediğimiz gibi zafer ve başarı inananlarındır.