Cumhurbaşkanlığı sistemini getirecek olan anayasa değişikliği teklifi için TBMM Genel Kurulu'nda ikinci tur oylamalar başladı. İkinci turda da herhangi bir aksama olmadan teklifin Nisan'da milletin onayına sunulacağına inanıyorum.
Yeni sistem, Başbakanlığı kaldırıp yetkilerini Cumhurbaşkanı'na veriyor. İki başlılık bitiyor. İki başlılık deyip geçmemek lazım.
Merhum Turgut Özal Cumhurbaşkanı olduğunda Başbakan Mesut Yılmaz'la ters düşmedi mi? İkisi de aynı partidendi. Merhum Demirel Cumhurbaşkanı olduğunda Başbakan Tansu Çiller'le ters düşmedi mi? İkisi de aynı partidendi.
Sezer'i Cumhurbaşkanı seçtirdiği halde merhum Ecevit'in başına gelenleri hatırlayın. Sezer, Anayasa kitapçığı fırlattı Başbakan Ecevit'e. Bu olay üzerine Türkiye, tarihinin en büyük ekonomik krizine girdi.
Ecevit'in en yakınındaki Hüsamettin Özkan ve İsmail Cem, Kemal Derviş'le bir olup Ecevit'i yüzüstü bırakmadı mı? Ayrı parti kurarak Ecevit'e hayatının şokunu yaşattılar. Ki, Hüsamettin Özkan için "Ecevit'in manevi evladı" yakıştırması yapılırdı. Dikkat edelim. Siyasetin tepesindeki bu çatışmalar hep aynı partiden olan Cumhurbaşkanı ve Başbakan arasında geçti.
***
Merhum Özal ile Demirel, Çankaya Köşkü'ne çıktıkları gibi Başkanlık sisteminin gelmesini istedi. Merhum Türkeş ile Erbakan da tek başlı yürütme sistemi denilen başkanlık sistemini destekliyordu.
"Çatal kazık yere batmaz" deyimini hatırlatan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, dün önemli açıklamalar yaptı. Özellikle 'ölümüne' Cumhurbaşkanlığı sistemine karşı çıkan CHP'nin kulağına küpe olacak şu açıklaması dikkat çekiciydi:
"AK Parti'nin bunlardan bir farkı var. Eğer biz kendi nefsimiz için bunu istemiş olsaydık, yasama ve yürütmeyi elinde bulundurduğumuz bir dönemde, yasama ve yürütmenin birbirinden tam bağımsız olduğu bir sistemi gündeme getirmememiz lazım. Biz bunu Türkiye'nin geleceği için istiyoruz. Cumhurbaşkanlığı sistemi, güçlü liderlik özelliği olanların Türkiye'de cumhurbaşkanı seçilmesini zorlayacaktır. CHP'yi düşünün yüzde 26 oy alıyor. Yüzde 51 alması için 25 puanlık oya ihtiyacı var. Bu 25 puanı nereden alacak? Başka partilerden alacak. Onun için ne yapacak, güçlü bir aktör bulup aday yapacak. Başka partiler de AK Parti de aynısını yapacak. Sonuçta kim kazanırsa kazansın güçlü liderlik özellikleri olan biri Türkiye'nin cumhurbaşkanı olacağı için Türkiye kazanacaktır. Sağdan da kazansa, soldan da kazansa Türkiye kazanacaktır. Sistem radikal uçları merkeze çekecek."
***
İşin özeti, toplum her zaman radikal söylemlere sahip, rijit tavırlı kişilerden uzak durur. Kim iktidar olmak istiyorsa önce oy isteyeceği seçmeni "İrticacı", "Faşist", "Çoban", "Sürü" gibi hakaretlerle aşağılayamayacak.
Anlayacağımız yeni sistemde, milletin değerleriyle kavga eden, seçmene "çomar", "makarnacı", "Kömürcü", "Göbeğini kaşıyan adam" diyerek alay edenlerin cumhurbaşkanı seçilmesi neredeyse imkânsız.
Siyasette kaybedenler kulübü gibi koltuğunu kaptırmamak için didinenler, mecburen yerini kazanabilecek, toplumu kuşatabilecek isimlere terk edecek. Bu da siyasete dinamizm gelmesi ve sürekli değişim anlamına geliyor.
Yeni sistemle, bugün Avrupa'da bile en büyük dert olan koalisyonlar dönemi de resmen bitecek. Milletin sandıkta yüzde 50'den fazla oy verdiği isim ve kadrosu, istikrarlı bir şekilde ve tek başına iktidara gelecek, hükümeti kuracak. İyi olacak…
NOT: Önceki gün Beytüşşebap eski Kaymakamı Kadir Güntepe, FETÖ/PDY'ye yönelik soruşturma kapsamında gözaltına alındı. Güntepe'nin, FETÖ 'imamı' ile Bylock üzerinden yazıştığı iddia ediliyor. Güntepe özellikle PKK ve FETÖ terörüne karşı "dik duruşu" sebebiyle büyük sempati toplamıştı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun; "Bildiklerimi bilseniz 2 saat uyuyamazdınız" sözlerini hatırladım. Şu bir gerçek ki 15 Temmuz'dan sonra bilmediğimiz çok şeyin olduğu. Benim pusulam Cumhurbaşkanı Erdoğan. Sizin de öyle olsun…