Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MERYEM GAYBERİ

Oyunu bozulanlar, ‘bozuk’ çalıyor

ABD, Türkiye'nin NATO'daki en güçlü ortağı ve 'stratejik müttefiki.' Ama Suriye PKK'sı PYD de ABD'nin müttefiki.

Aynı şekilde 241 kişiyi şehit eden, binlerce insanı yaralayarak Türkiye'yi darbe ile işgale açık hale getirmek isteyen FETÖ de ABD'nin müttefiki. Bir ülke hem ortağı olan ülkeyle hem de onun düşmanı iki silahlı terör örgütüyle 'müttefik' olabilir mi? ABD, bunun olabileceği konusunda ısrarlı.

Geçen hafta Demokratların Başkan Adayı Clinton, bir kez daha "PYD'yi silahlandırmayı sürdüreceğiz" açıklaması yaptı. PYD'nin, Suriye PKK'sı olduğu, örgütün açıkça "Liderimiz Öcalan'dır" dediğini Dışişleri Bakanlığı yapmış Clinton'un bilmiyor mu? Biliyor ve bile bile bunu sürdürüyor.

***

Olay bununla bitmiyor tabi.

Mesela şöyle bir soru sorulsa "ABD'nin, Ortadoğu'da ölse bile vazgeçmeyeceği bir ülke söyle?" dense, belki de ilk sırada Suudi Arabistan gelir.

Bush döneminde, dünya kamuoyu aylarca, ABD Başkanı'nın Suudi Kralı ile Beyaz Saray'ın bahçesinde el ele dolaştığı görüntüleri konuşmuştu. ABD'nin, dünyada en sevdiği ülke S. Arabistan'dı.

Çünkü her sene bu ülkeye milyarlarca dolarlık silah satıyor, onların 750 milyar dolar parasını da ABD bankalarında saklıyordu. 750 milyar diyorum. Aradaki sevginin boyutunu anlatabilecek bir miktar yani.

Ve aynı ABD, bu aşkla bağlı olduğu Suudi Arabistan'a karşı da son günlerde aşırı hırçın. 11 Eylül saldırılarıyla Suudi Arabistan'ı ilişkilendiren yasayı onayladı. 11 Eylül mağdurlarına "S. Arabistan'a dava açın" dedi. Hem de S. Arabistan'ın "ABD'deki 750 milyar dolarımı geri çekerim" tehdidine rağmen.

***

ABD, 'demokrasi' vaadiyle geldiği Irak'ı allak bullak etti. Milyonlarca insan katledildi, milyonlarca insan sürgünde, ülkenin idaresi dolaylı olarak İran'ın elinde ve 63 tane ülke de 'DAEŞ'i vuracağım' diye Irak'a üşüşmüş durumda.

Suriye'de de tüm tezleri çöken, tüm kırmızı çizgileri yerle bir olan ABD, bunları düzeltmek yerine sadece Türkiye'nin her sözüne karşı çıkan bir politika güdüyor.

Fırat Kalkanı Harekatı ile Suriye'de, Başika Üssü ile de Irak'ta işleri yoluna koymaya çalışan Türkiye'nin, Musul'da olmamasını istiyor. Türkiye'nin istediği FETÖ örgütü elebaşı Feto'yu da teslim etmiyor.

***

'Dostum', 'ortağım', 'müttefiğim' dediği ülkeleri hedefe koyarak kendinden uzaklaştırmaya çalışan ABD'nin, ısrarla bu yanlışı sürdürmesinin bir nedeni olmalı. Niçin böyle bir strateji izlediğini ben bilmiyorum ama ABD'nin kesinlikle 'akıl tutulması' diyeceğimiz bu sürdürülemez politikadan vaz geçmesi gerekiyor.

Türkiye'nin Suriye'de oynan oyunu bozması, bence bunda çok etkili. İki yıldır 'DAEŞ'i vuruyoruz' diyen ABD ve PKK'nın koridordan başka derdi olmadığını gördük.

Türkiye'nin, Musul Operasyonu'nda yer alması da Irak'ta yıllardır oynanan tiyatroya son verecek.

Önceki gün Cumhurbaşkanı Erdoğan ne dedi hatırlayalım: "Musul konusunda Türkiye'ye terbiye dışı saldırılmasının sebebi bölgede kurulan denklemi bozuyor olmamızdır. Musul'da bölgeyi kana ve ateşe boğmak için kurulan mezhep çatışması balonunu aynı şekilde söndürmekte kararlıyız."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA