Kıtlık; özellikle savaş ve salgın dönemlerinde insanoğlunun en büyük fobilerinden biri haline gelir. Bu dönemlerde en sık dillendirilen söylentilerden biri "Kıtlık kapıda" söylemidir. Hâlbuki çoğu zaman kıtlık kapıda değildir, ama açlık neredeyse her daim insanoğlunun içindedir.
Ankara'da bir markette çekilmiş Ayçiçek Yağı kapış görüntülerini izlemeyeniniz yoktur. Bugünkü yazımda, Rusya-Ukrayna Savaşı'nın; gıda tedariki boyutu ile ilgili özel bilgiler paylaşacağım sizlerle. Kıtlık fobisine, Ayçiçek Yağı fetişizmine gerek olmadığını yeni bilgilerle aktaracağım. Talep enflasyonuna neden olacak şekilde Ayçiçek Yağı'na hücum etmenin, zaten ekonomik sorunlarla mücadele eden halka hiçbir faydasının olmadığını, bilakis zararının olduğunu göstereceğim.
Ayçiçek Yağı talebi, Rusya-Ukrayna Savaşı'nın patlak vermesinden bu yana Karadeniz'den veya Azak Denizi'nden bölgemize ham yağ gemisi gelmemesinden kaynaklanan bir panikle ortaya çıktı. Tabii kimi marketler de bu krizi fırsata çevirmeye çalıştı ve yağ stoğu yapmaya başladı. Ondan sonra marketlere akın başladı. Oysa Türkiye'de hali hazırda bu konuda bir tedarik sorunu yok. Ama işte bu tür durumlarda hep şuyuu vukuundan beter oluyor sözünün doğruluğunu bir kez daha idrak ediyoruz.
Size savaş bölgesindeki, daha doğrusu Rusya'daki kaynaklarımla yaptığım görüşmeler doğrultusunda en sıcak bilgiyi vereyim: Bu gece saat 03:00'te, yani yaklaşık 12 saat sonra Rusya'dan bir ham yağ gemisi yola çıkacak. Biz bu ham yağı Rusya'dan almış olacağız. Rus Agro Trade adlı firmadan. Şirketin sahibi de Halil As adlı bir Türk.
24 BİN TON HAM YAĞ GELİYOR
Bu firmaya ait geminin yüklemesinin gece yarısı tamamlanması bekleniyor. Bu geminin yola çıkmasıyla birlikte bölgeden savaş sonrası ilk ham yağ nakli gerçekleşmiş olacak. Bu gemide 6 bin ton ham yağ var. Bu kadar ton ham yağdan toplam ne kadar Ayçiçek Yağı çıkar onu da uzmanları söylesin, ama telaşa mahal yok. Sonra yine 6 bin ton ham yağ yüklü üç gemi daha yola çıkacak. Yani şimdilik toplam 24 bin ton ham yağ gelecek.
Sonuç olarak Türkiye; Ukrayna, Rusya veya alternatif üreticilerden ithalat veya yerli üretimle Ayçiçek Yağı tedarik zincirini aksatmayacak birikime sahip bir ülke. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin yoğun diplomasi yürüten iki lider. Erdoğan ve Putin'in dünkü telefon görüşmesinden "Hemen barış" umudu çıkmadı ama Rusya-Ukrayna'yı masaya oturtabilecek tek ülke Türkiye.
Diplomasi anlamında böylesine güçlüyken tedarik zincirinde kaygılar yaşanacağını düşünmek yersiz. Evet, Rusya-Ukrayna Savaşı'nın patlak vermesinden sonra tedarik zincirinde orta vadeli sıkıntılara yol açacak nakliye riskleri baş gösterdi, ama savaşın temaşasından kaynaklanan bir sorundu bu. Ve bu sorun, Rus ve Türk ticari taraflarının anlaşmalarıyla çözümlendi.
Bu gelen gemiler, piyasayı rahatlatacak. Zaten kimi marketlerin, piyasaya ham yağ sürülmesinden önce fiyatı şişirmek için yokluk psikolojisini provoke ettiği de belirtiliyor. Bu gece yola çıkacak ham yağlar gelince marketlerde ne kadar yağ varsa alıp stoklamaya çalışan vatandaşlarımızın endişelerinin de yersiz olduğu anlaşılacak.
İthal buğday, arpa, mısırın tedarikiyle ilgili de önemli gelişmeler var ve ayrıca Rus oligarkların savaş sonrası İstanbul'da buluşacağı bir toplantı da planlanıyor, bu iki konuyla ilgili gelişmeleri de somutlaştıkça sizlerle paylaşacağım. Ham yağ gibi bu mallar da savaştan dolayı kapalı olan Azak Denizi'nden ve Karadeniz'deki limanlardan geliyordu.
KITLIKTAN MI ÇIKTIK, KITLIĞA MI GİRİYORUZ!
Türkiye'ye ham yağ getirecek gemilerin, Krasnadar ile Kırım'ı bağlayan Kerç Boğazı'ndaki Kavkaz Limanı'ndan yola çıkacağı bilgisini de paylaşayım. Kıtlık psikolojisine hiç gerek yok. Neydi, o Ankara'daki markette çekilen görüntüler Allah aşkına? Kıtlıktan mı çıktık; kıtlığa mı giriyoruz. Üçüncü Dünya Savaşı çıktı, kıtlık baş gösterdi de kimsenin mi haberi yok!
Bir yağ için böyle izdiham oluşturulursa biz daha çokk zam yeriz. Üçüncü Dünya Savaşı çıkacak fobisiyle Ayçiçek Yağı'nı altın alır gibi almanın, stoklamanın âlemi ne?
"Ben ucuza aldım, bak hemen yükseldi" diyenler! Talep enflasyonuna sebep oluyorsunuz. Kendinize ve çevrenize zarar veriyorsunuz. Azıcık serinkanlı, mutedil olun. Pandeminin başlarında da tedarik zinciri aksayacak diye marketlere hücum ettiniz. Aç mı kaldık, hayır. Baştaki cümlenin altını çizelim: Çoğu zaman kıtlık kapıda değildir, ama açlık neredeyse her daim içtedir.
Bu arada yağ demişken… Akaryakıt zamlarıyla yaklaşan olası bir tehlikeye de dikkat çekmekte fayda var: Akaryakıt zamlarından ötürü 'on numara yağ', yani sahte akaryakıt tüketimi artabilir. Brent petrolün fiyatı olmuş 125 dolar. Daha bir hafta önce 97 idi. Bu gidişle, savaş nedeniyle fiyatlar daha da artacak.
2022 yılında akaryakıta 16 defa zam yapıldı, yeni zamlar yolda.
Akaryakıt zamlarının, sahte/korsan akaryakıt üretimini artıracağını ve bunun kaza/patlama riskini büyüteceğini ve bunun da can ve mal riskiyle ülkemize bir başka yük getireceğini görmek için ekonomist olmaya gerek yok. Bu nedenle, klişe olacak ama klişeler her zaman işe yarar; on numara yağ riskine karşı da denetimleri sıkılaştırmak elzem.