Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in buluştuğu dünkü Soçi Zirvesi, tarafların 2018'de imzalanan Soçi Mutabakatı'na tarafların sadakatinin ölçüldüğü kritik bir değerlendirme toplantısıydı. Türkiye, bu bağlamda Rusya'nın 2018 anlaşmasına özellikle terör örgütü PKK ile ilgili önemli nüanslarda sadık kalmasını şart koşuyor.
Çalışma yemeği ile birlikte yaklaşık üç saat süren görüşmede İdlib'teki son gelişmeler, Tel Rıfat ve Münbiç'teki terör örgütü PKK varlığı başta olmak üzere Suriye sahasındaki son durum, Karabağ ve Libya'daki gelişmeler ile iki ülke arasında giderek büyüyen ticaret hacmi değerlendirildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in görüşmesinde Türkiye'nin 1,5 milyar doları bulan Rusya yatırımları ve Rusya'nın da 6,5 milyar dolara erişen Türkiye yatırımları da ele alındı.
Son rakamlar, iki ülkenin ticaret hacminin 2021'in ilk dokuz ayında pandemi koşullarına rağmen yüzde 50'lik büyüme kaydettiğini gösteriyor.
RUSYA PKK'YA ABD'DEN FARKLI YAKLAŞTIĞINI GÖSTERMELİ
Rus tarafına Tel Rıfat ve Münbiç'teki PKK varlığına Astana anlaşmaları gereği son verilmesi, Fırat doğusunda varılan anlaşma gereği terör unsurlarının 30 km güneye çekilmesi, DEAŞ'la mücadele ortak adımlar atılması, Suriyeli mülteciler sorunun çözümü kavuşturulması ve bunun yanı sıra belki de en kolayı Rus kontrolündeki bölgelerden yapılan PKK saldırılarının engellenmesi gerektiği iletildi. Ruslar, kendi kontrolündeki bölgelerden taciz saldırılarını durdurmak durumundalar. Kanımca Türkiye'nin sahada Rusya ile tam işbirliği için öncelikle Rusya'nın terör unsurlarına ABD'den farklı yaklaştığını göstermesi gerekiyor.
RUSYA İLE GÜÇLÜ ASİMETRİK İTTİFAK
Türkiye ile Rusya, yalnızca üç farklı bölgede (Suriye, Libya, Karabağ) asimetrik ve konjonktürel diyebileceğimiz ama bununla birlikte yer yer de stratejik anlamlar kazanan bir ittifak içinde.
Soçi seyahatinde Türk heyetinde MİT Başkanı Hakan Fidan, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da bulundu.
Sonuç olarak dünkü zirve, Suriye'de yalnızca barış değil, nihai ve kalıcı çözümün ancak Türkiye ve Rusya'nın yalnızca masada kalmayan, sahaya da yansıyan işbirliği ile çözülebileceğinin göstergesi oldu.