Tam 24 yıl önce benim Sabah Grubu'nda işe başladığım 1993'te Türkiye'de internetle tanışmıştı. Herkes internetin ne olduğunu sorduğu dönemde ilk basılı kaynağın yazarı Dr Mustafa Akgül oldu. Geçtiğimiz hafta kaybettiğimiz Mustafa Akgül hocamız, Türkiye'de internette özgürlük, açık kaynak kodlu yazılımlar, Linux, İnternet Haftası denilince akla gelen ilk isim olurdu. İnternet vatandaşlığı pasaportu olsa ilk sırada Mustafa Akgül Hoca'nın adının olmasını herkes normal karşılardı. Akgül, ilk basılı Türkçe internet kitabı olan "İnternet: Bilgiye Erişimin Yeni Araç ve Olanakları"nın yazarıydı. Türkiye'de herkesin internet okuryazarı olması için gayret gösteren ve bu konuda yoğun emek harcayan çok az kişiden biriydi.
ANAYASAL HAK OLSUN
İnternetin anayasal hak olması konusunda ilk çıkışı yapan insanlardan biri olan Akgül Hoca, İnternet Haftası etkinliklerinde internet vatandaşlığını şöyle tarif ediyordu: "İnternetin işaret ettiği Bilgi Toplumun bireyleri, bağımsız, inisiyatif alabilen, yaratıcı, farklı ve aykırı düşünebilen insanlar olacaktır. Bir başka deyişle, bu tür insanları yetiştiremeyen toplumlar, yarışı kaybedeceklerdir. İnsanların, toplum içinde eşit bir yurttaş hatta eşit bir dünya vatandaşı olması için bu teknolojileri çok rahat, kolay ve etkin kullanabilmesi gerekir."
DÜNYA VATANDAŞI
Ülkede ve dünyada yanlız olmadığımızı, eşit bir dünya vatandaşı olarak tüm dünya ile empati ve dayanışma içinde olmak gerektiğini söyleyen Akgül Hoca, bundan sonra ne yapmalı sorusuna şu yanıtı veriyor: "Pozitif yaklaşmak, teslim olmamak ve elden gelen çabayı örgütlü bir şekilde göstermektir. İnterneti kendi işimizi daha iyi yapmak için kullanmak, topluma örnek olmaktan bahsedebiliriz. Topluma entelektüel liderlik etmek akıldan çıkmamaması gereken bir hedef. İnterneti diğer teknolojilerle birlikte kullanmaktan kaçınmamak, clicktavizmden uzak durabilmek önemli."