Yeterlilik belgesi olmayan işçiyi çalıştırana inşaat sektöründe cezalar 1 Ocak itibarıyla başladı. Bacacıdan sıvacıya, inşaat boyacısından otomotiv montajcısına kadar tehlikeli ve çok tehlikeli 40 meslekte Mesleki Yeterlilik Belgesi olmayan işçiler artık çalıştırılamayacak. İşverenler, belge sahibi olmayan işçi başına günlük yaklaşık 500 lira ceza ödeyecek. Nitelikli işgücü istihdamı için milat niteliğinde adımların atıldığı düzenlemelerle iş kazalarının azalması, verimliliğin artması ve meslek çalışanlarında bir standardizasyon sağlanması hedefleniyor.
İşte bunu 2 yıl önce öngören iki genç girişimci Emre Kocadağ ve İsmet Öztanık, Sabemer adlı belgelendirme şirketi kurmak için gerekli izinleri alıp başvuruları yaptı. Geçen yıldan itibaren hizmet veren Sabemer'in iki ortağı ile Kuzu Grubu'na ait Ataköy Sea Pearl Projesi'nde bir araya geldik. Yeni şirketlerinden Türkiye ekonomisine her şeyi enine boyuna konuştuk.
Belgelendirme işine girme fikri nasıl oluştu?
Yaklaşık iki yıl önce Türkiye'nin gelişmekte olan sektörlerini inceleyip hangi tarafta insan kaynağının daha ciddi gelişim kaydettiğini araştırdık. Mesleki standardizasyonlar noktasında ülkemizin Avrupa ve dünya standartlarının gerisinde olduğunu tespit ettik. İnşaat ve turizm sektöründe mesleki standardizasyonları nasıl ülkemize kazandırabiliriz diye birtakım çalışmalar yapıyorduk. Buradan hareketle Sabemer'i kurduk. Aslında girişim sermayesi hamlesi yaptık.
13 dalda belgelendirme
Peki hangi sektörlere odaklandınız?
300 bin dolayında yapı müteahhidi, 3 milyon inşaat işçisine ulaşan ve dünyada hacim olarak ikinci sıraya yerleşen Türk inşaat sektöründe mesleki standardizasyonun yükselmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu nedenle inşaat sektörü belgelendirmelerine başvuru yaptık. 2015'te 13 ayrı dalda inşaat sektöründe mesleki belgelendirme izinlerimizi aldık.
Daha sonra...
Belgeyi aldığımızdan beri inşaat sektörüne nasıl destek vereceğimizi anlatıyoruz. Demirci, alçıpancı, sıvacı, boyacı, iskeleci gibi 13 dalda çalışanlar için belgelendirme hizmeti veriyoruz. Büyük şantiyelerde belgelendirmeleri yapmak için istasyonlar kurup sınavları da orada yapıyoruz. Küçük şantiyeler içinse Ayazağa'da merkezimiz var. Orada bütün meslek grupları için hazır istasyonlarımız var ve daha pratik bir sınav merkezi oluşturma imkânımız oldu.
YUMURTA KAPIYA DAYANMAMALI
Bu belgelendirme inşaat sektörünün tamamını mı ilgilendiriyor?
Tehlikeli ve çok tehlikeli sınıflarda belgelendirme zorunluluğu çıktı. Bu 3 milyon kişiden yaklaşık 500 binini ilgilendiriyor. Şimdiye kadar yaklaşık 100 bin civarında işçi belgelendirildi. Zorunluluğu, yeterliliği açıklanmamış olan, örneğin düz işçi sınıfındakilerin de prosedürleri tamamlanıyor.
Belgelendirmeyi sadece inşaat sektöründe mi yapıyorsunuz?
13 dalda, hatta turizm sektöründe de yapıyoruz. Turizmde belgelendirme zorunluluğu henüz gelmedi. Ülkemizde bazı kararlar yumurta kapıya dayanınca veriliyor. Bu konuda daha hızlı davranmalıyız ki başka asansör kazaları yaşanmasın. Bunlardan dolayı hepimizin sorumluluğu var.
BELGESİZ İŞÇİYE GÜNLÜK 500 TL CEZA
Şu anda inşaatlarda belgesiz işçi çalışmıyor mu? Yaptırımı var mı?
Şantiyeler belgesiz işçi çalıştırıyorsa kişi başı 500 lira günlük cezayla yüzleşebilir. Bu belgelendirme bireyin sorumluluğunda olmasına rağmen cezayı yiyen şantiye, yani müteahhit oluyor.
DEVLET KİŞİ BAŞINA 700 TL TEŞVİK VERİYOR
Devlet bu konuyu destekliyor mu?
Devletin çok büyük teşviki var. Bu teorik ve pratik sınavlardan oluşan iki aşamalı bir yapı. Devlet bu işe çok önemli bir kaynak ayırdı ve 'ben sınavları geçen kişilerin belgelendirme ücretinin tamamını karşılıyorum' dedi. Bu da kişi başı 700 TL yapıyor. Bu belgeyi almak aslında inşaat işçisinin sorumluluğunda.
Süreç nasıl ilerliyor?
Belgenin beş senede bir yenilenmesi gerekiyor. Bu belgeyi alıp Avrupa'da bile inşaat işçisi olarak çalışma şansları var. Yani dünya nezdinde tanınan işçi statüsünde oluyorlar. Biz işçinin sıvacı olduğunu belgeliyoruz, bunu da AB'nin normlarına göre yapıyoruz. Hem Türkiye Akreditasyon Kurumu hem de Mesleki Yeterlilik Kurumu bizi denetleniyor.
İnsanlar ülke için can veriyor 'oda boş' diye ağlayamayız
2016 nasıl geçti? 2017'den ne bekliyorsunuz?
Emre Kocadağ: 2016'da içeriden ve dışarıdan bir sürü saldırı olmasına rağmen yılı şükrederek kapadık. Bu ülkenin son 15 yılda oluşturduğu güçlü ekonomik altyapısından kaynaklanıyor. 2017 için de yatımlarımıza devam ediyoruz. Cumhurbaşkanımız "Savunma değil, hücum yapma zamanı" dedi, biz de böyle düşünüyoruz. Bu dönemlerde durarak ve pozisyon koruyarak bir şey olmaz. 2017'den çok ümitliyim.
İsmet Öztanık: Türkiye öyle bir momentum yakaladı ki siyasi dalgalanmalara, bin bir türlü terör olaylarına rağmen ekonominin çarkı dönüyor. Ben 25 senedir İstanbul'da turizmle iştigal eden bir şirketin mensubuyum. Tabi ki Gezi olaylarından bu zamana kadar çok zor bir süreç yaşadık. Bu dönemler bizim gibi şirketler açısından ciddi zorluklar içeriyor. Ancak aynı zamanda bir işe trend sektörü olarak yaklaşıp ciddi yatırım planlarıyla girmeyen, ayağını sağlam olarak yere basmayan tipteki firmalar için de ayıklanma dönemi oluyor. Zamanında yatırım planı ve fizibilite yapan firmalar bugün sağlam bir şekilde ayakta kalabiliyor. İnsanlar bazı bedelleri canıyla öderken biz de malımızla boş odalarımızla boş restoranlarımızla bedel ödüyorsak susmalıyız. Şu anda parti veya ideoloji dönemi değil! Birlikberaberlik içinde hem içeride hem de dışarıda bin bir türlü güçlüğü bir olarak ve en sağlam biçimde göğüsleme zamanı. Biz de otelcilik haricinde hem belgelendirme şirketi olsun hem entegre tesis yönetim hizmetleri şirketimiz olsun, geçtiğimiz kriz dönemine rağmen 1.5 yılda bin küsur kişiyi istihdam ettik. Türkiye'de demek ki birtakım işler krizden bağımsız olarak devam edebiliyor. Bir yerde kapılar kapanırken bir yerden açılıyor. Bazen bir yerde park etmek gerekiyor ama ülkemize inancımızı kaybetmememiz gerekiyor. Herkes emin olsun ki ne yakın coğrafyamızda ne de dünyanın herhangi bir yerinde durum bundan iyi değil. Sabırlı, metanetli olmamız, ülkemize inanmamız, ülkemizi terk etmememiz, bu krizden çıkabilmek için birlik-beraberlik içinde hareket etmemiz gerekiyor.
EN FAZLA BAŞVURU ANADOLU'DAN GELDİ
Emre Kocadağ, Sabemer'e en fazla Anadolu şehirlerinden başvuru geldiğini belirterek, "İşçime belge aldırmak istiyorum diyen birçok firma var. Onlara mobil ekiplerimizle hizmet veriyoruz" dedi. Ardahan'dan İzmir'e birçok Anadolu şehrine giderek belgelendirme hizmeti verdiklerini aktaran İsmet Öztanık da "Güneydoğu'nun ücra köşelerinden bile bize talep ulaşabiliyorsa, Anadolu'daki işverenlerde metropol lakayıtlığı yok demektir" ifadelerini kullandı.