1986'da İtalyan Tod's S.p.A. bünyesinde kurulan lüks ayakkabı markası Hogan, 2014'te Akasya Acıbadem AVM ile girdiği Türkiye pazarında hızlı bir büyüme performansı gösterdi. Geçen yıl Nişantaşı'nda ikinci mağazasını açan marka, İstanbul'daki üçüncü butiğini de İstinye Park'ta hizmete sundu. Hogan'ı Türkiye'ye getiren işadamı Erdal Ayaydın ile bir araya gelerek markayı, hedeflerini ve ayakkabı sektörünü konuştuk.
MAĞAZALAŞMA HIZLANDI
Hogan'ın Türkiye'deki performansı nasıl?
İlk Hogan mağazasını Ağustos 2014'te Akasya Acıbadem AVM'de açtık. Hem markanın pazarda yeni olmasına hem de AVM'nin yeni açılmış olmasına rağmen ilk mağazamız beklentilerin üzerinde bir performans gösterdi. Satış grafikleri hep artan bir performans sergiledi. Bu Türk halkının markamızı sevdiğini gösteriyordu. Bizler de bu ilgiyi baz alarak mağazalaşma aşamasını hızlandırdık. Bir yıl içinde Nişantaşı Abdi İpekçi Caddesi ve İstinye Park olmak üzere 2 mağaza daha açarak 4 yılda tamamlamayı planladığımız yatırımı 2 yıl içinde yaptık. Önümüzdeki günlerde uygun lokasyonlarda da yeni mağazalar açmayı planlıyoruz.
Dünya ayakkabı sektöründe Hogan'ın pozisyonu nedir?
Kimse fonksiyonellik ve estetik arasında bir seçim yapmak istemez. Hogan ise bu ikisini aynı anda, üstelik zarif bir İtalyan stiliyle sunuyor. Markanın tüm dünyada, bu kadar kısa sürede böyle bir başarıya ulaşmasının sebebi bu.
Türkiye'de ayakkabı pazarının durumu ne?
Türk ayakkabı sektöründe son yıllarda önemli gelişmeler kaydedildi. İhracata dönük çalışan üreticiler, alıcılar tarafından talep edilen standarda uygun üretim yapıyor veya tasarıma yönelen markalar modaya uygun koleksiyon hazırlıyor. Euromonitor'un raporlarına göre Türkiye Avrupa'daki en büyük üçüncü ayakkabı üreticisi ve yılda 450 milyon çift üretiyor.
Dünya ayakkabı sektörünün büyüklüğü nedir?
Dünyada yıllık 21 milyar çift civarında ayakkabı üretiliyor. Çin 12 milyar 887 milyon çift üretimiyle birinci sırada yer alıyor. Toplam üretimin yaklaşık yüzde 90'ı Asya ülkeleri tarafından gerçekleştiriliyor. Diğer taraftan, dünya ayakkabı üretiminin yüzde 38'i Avrupa ve Kuzey Amerika'da tüketiliyor. Ülkelere göre farklılık göstermekle birlikte bugün kişi başına ayakkabı tüketimi yıllık ortalama 3 çift düzeyinde.
2016'da Hogan'ı dünyada ve Türkiye'de ne bekliyor?
Hogan, 2016'da büyüme hedefini çift haneli rakamlara çıkarabilmek için farklı pazarlara yöneldi. Avrupa ekonomisinin yaşadığı sıkıntılardan dolayı Türkiye'deki başarısından sonra rotasını Asya'ya çevirdi. Çin ve Kore gibi tüketim çılgınlığı yaşayan ülkelerde mağazalaşma sürecini başlattı.
TÜRKİYE'YE GÜVENİYORUZ
Hogan'ın Türkiye'de yatırım planı var mı?
Türkiye'de 500 milyon çift üretim kapasitesi olduğu söylenen ayakkabı sektörümüzde fiilen 450 milyon çift üretim yapılıyor. Nitelikli eleman açığını karşılamak için Mimar Sinan Üniversitesi bünyesinde iki yıllık Ayakkabı Tasarım Bölümü de açılmış. Bu gibi gelişmeler ülkemiz adına sevindirici. Ancak Hogan, en kaliteli hammaddeleri gerçek sanatçıların el emeğiyle, İtalya'da en son teknolojiyle donatılmış tesislerinde, çok sıkı kalite kontrollerinden geçirerek ve çevre duyarlılığına maksimum özeni göstererek ayakkabı üretiyor. Bu şartları ülkemizde sağlayacak bir tesis henüz yok. İleride İtalya'daki partnerlerimize bu şekilde bir çalışma yapabiliriz.
Markanın Türkiye'ye geç girdiğini düşünüyor musunuz?
Hayır. Doğru zamanda doğru markaya yatırım yaptığımız kanaatindeyiz ve projeksiyonlarımız dahilinde ilerliyoruz. Ülkemize ve markamıza güveniyoruz.
DAHA ÇOK BÜYÜYECEĞİZ
Türk ve dünya ekonomisini nasıl buluyorsunuz? Beklentiniz hangi yönde?
Bu sene dünya ekonomisi için IMF'nin büyüme tahmini yüzde 3.4. Gelişmiş ekonomilerde makul ve asimetrik bir toparlanma beklenirken, gelişen ve gelişmekte olan ülkeleri daha muhtelif ve sebâtkar toparlanma süreçleri bekliyor gibi görünüyor. Dünya ekonomisinde 3 ana değişimden söz edebiliriz. Çin'deki kademeli yavaşlama ve ekonomik faaliyetin yeniden dengelenmesi insanları hızla tüketime itti. Düşen enerji ve emtia fiyatları yeni dengeler oluşturdu. ABD'de Fed'in tutumu belirleyici olacak. Türkiye'de ise düşen enerji ve emtia fiyatları tabii ki avantaj. OECD'nin Türkiye büyüme beklentisi yüzde 3.4. Tüm bu gelişmeleri değerlendirdiğimizde biz hem dünyada hem de ülkemizde toparlanma sonrası daha çok büyüyeceğimize inanıyoruz.