Almanya ve Alman medyasının Ekrem İmamoğlu'na verdiği destek herkesin malumu. Artık işi o kadar ileri götürdüler ki, en açık şekilde bunu söylemekten çekinmiyorlar. FETÖ firarisi Can Dündar ile birlikte pek çok FETÖ kaçağını dört başı mamur ağırlayan Almanya, Kemal Kılıçdaroğlu'nun aday olmaması, İmamoğlu'nun cumhurbaşkanı adayı olması konusunda temenni ve yönlendirme içeren pek çok haber ile yoruma medyasında yer veriyor.
Ausburger Allgemeine gazetesinde Susanne Güsten, "Ekrem İmamoğlu: Türkiye'nin umudu" başlıklı haberi yazarken, Frankfurter Rundschau gazetesinde Erkan Pehlivan, "İmamoğlu kazanabilir" başlıklı bir makale yazdı. NEXT24 internet sitesi ise bir araştırma şirketinin Türkiye'de yaptığı kamuoyu araştırmasında seçmenin yüzde 56.7'sinin Kılıçdaroğlu'na oy vermeyeceği sonucunu içeren bir haber yayımlayarak İmamoğlu'nu işaret etti!
Die Zeit gazetesinde yazan Can Dündar ise Batı'nın Erdoğan'dan vazgeçmeyeceğini, karar alamayan bir demokratik iktidarın, Batı'nın gözünde hızlı karar alan "otokrat Erdoğan'dan" iyi olmayacağını belirtti. Bunda da mülteci anlaşması, Karadeniz politikası ve Ukrayna krizinde Erdoğan'ın izlediği politikaların etkili olduğunu yazdı.
Almanya gezisi ilk günde kesilen Kılıçdaroğlu'na karşı İmamoğlu lehinde ciddi bir kamuoyu oluşan ve oluşturulmaya çalışılan Almanya, anlaşılan o ki CHP içinde ve 6'lı masada İmamoğlu lehine daha çok çalışıp masada epey bir kargaşa çıkaracak!..
BAHÇELİ'NİN ADAMLIĞININ ZEKATI OLAMAZSINIZ
Sosyal medya çoğu zaman maalesef bir kirli çukur haline dönüştü. Ne siyasi mesaj ne de mesleki bir ifadenin anlaşıldığı, herkesin takım tutar gibi bir güruh halinde saldırıya geçtiği alan haline geldi. Halbuki doğru kullanıldığında çok güzel karşılık bulunduğu defalarca ispatlanan ama sahte hesaplar üzerinden, belli yerlerden yönetilen ve yönlendirilen bu mecranın bugün olmasa da zamanla doğru bir zemine oturacağına dair inancımı kaybetmek istemiyorum.
Twitter'ın yeni sahibi Elon Musk bile bu kirliliği zaman zaman attığı mesajlarla ifşa etmekten çekinmiyor. Dün de MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye yönelik saldırı, iftira, hakaret dolu binlerce mesaj bunu bir kez daha ortaya koydu. Kimse kusura bakmasın, bir partinin geçmişte mensubu olmuş, emeği geçmiş ama yaptığı tercihle kendi yanlışına zemin bulamayan ve doğal olarak camianın dışında kalanlara yönelik, bu koskoca camianın lideri olmanın sorumluluğuyla hareket eden bir Genel Başkan'ın söylediklerini kimse sorgulayamaz. Hele ki bu kişi Devlet Bahçeli ise...
Son sözü de onun cümleleriyle bitirelim o zaman: "Fiyatını kuruşu kuruşuna hesapladığımız, ancak beş kuruş bile etmeyecek değerde olanların oyunlarına, duygu sömürülerine, tahrik ve tacizlerine asla boyun eğmeyeceğiz. Bilinmelidir ki; sayılmayız parmak ile, tükenmeyiz kırmak ile. Biz Milliyetçi Hareket Partisi'yiz!.."