Üyelerinin ve diyalog ortak statüsündeki ülkelerin kapsadığı coğrafya itibarıyla dünyanın enerji kaynakları açısından çok stratejik bir alana sahip Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ). Dünya petrol rezervlerinin dörtte birini, doğalgaz rezervlerinin yarısından fazlasını, kömürün üçte birini kapsayan bir coğrafyadan söz ediyoruz. Örgütün açık olmasa da perde gerisindeki kuruluş amacı, ABD'nin güvenlik başta olmak üzere bölge ve dünya ülkelerine çok geniş coğrafyada uyguladığı baskı ve tehdit politikalarına karşı bir önlem almaktı.
Terörizm ve aşırıcılıkla mücadelede ortak bir politika yürüten ülkeler, karşılıklı yarar yanında birbirlerinin içişlerine karışmamayı yazılı taahhüt haline de getirmeyi ihmal etmediler. Bunun yanı sıra ekonomik, ticari ve kültürel işbirliği ile kalkınma odaklı bir yol izlendi. Son olarak 2019'da Kırgızistan'da toplanan liderler zorunlu pandemi arasının ardından Özbekistan'ın Semerkand şehrinde bir araya geldi.
2012 yılından bu yana "diyalog ortağı" statüsüyle birliğe dahil olan Türkiye de iki günlük zirveye Başkan Erdoğan liderliğinde katıldı. Haber sayfalarımızda okuyacağınız çok önemli görüşmeler yapan Erdoğan'a gösterilen özen ve ilgi, Türkiye'nin yeni dönem dış politikada geldiği noktayı bir kez daha gözler önüne serdi.
Son 20 yılda dış politikada "değişmez müttefik" ya da "düşman stratejisi"nin yerini "bölgesel, küresel ve konjonktürel işbirlikleri ile rekabet" aldı. Gerçekçi, Türkiye'nin menfaatlerini önceleyen, insani boyutu da atlamayan yeni bir politika oluşturuldu. Bu yeni yol içinde yakın ve uzak komşularla aktif işbirlikleri de hayata geçirildi. Geleneksel Batılı ortakların haricinde Afrika, Asya, Uzak Asya gibi bugüne kadar fazla ilişki içinde olunmayan bölgelere açılındı. Sahadaki asker-sert gücümüz aktifleştirilirken buna ekonomik-kültürel yumuşak güç unsurları eklemlendi. Böylelikle Türkiye, bölgesinde "oyun bozan, oyun kuran ve denge değiştiren" ciddi bir aktör haline geldi.
"Dünya beşten büyüktür" söylemiyle ifade edilen siyasi muhalefet söylemini de bir büyük talep haline getirdi. Kısacası; uyuyan dev uyandı, yeni yol ve rolüyle küresel bir güç haline geldi. Son olarak Rusya-Ukrayna Savaşı'nda her iki tarafla görüşebilen ve arabulucu rol oynayabilen tek lider olarak Erdoğan, yeni dış politika stratejisinin sonucu olarak her coğrafya üzerinde nasıl etkili olduğunu dünya âleme gösterdi.
Bu sözlerimi sakın abartı sanmayın; zira bütün dünya şimdi 20 Eylül'de New York'ta BM Zirvesi'nde Erdoğan'ın ne diyeceğine, ne mesajlar vereceğine kilitlenmiş durumda. Geçen yıl da aynı yerde kendisini izleyen gazetecilerden biriydim, bu yıl da yine canlı olarak takip edecek gazetecilerdenim. Dünya lideri Erdoğan'ın salı günü New York'ta dünya politikasına nasıl bir ayar vereceğini, nasıl yeni bir siyasi söylemle çıkacağını herkes kadar merak ettiğimi itiraf edeyim.