Dünya genelinde başta doğalgaz ve petrol olmak üzere enerji fiyatlarındaki artış, sanayi üretimindeki girdi maliyetlerini doğrudan etkiliyor. Bu da doğal olarak hem yeni yatırımları zorlaştıran hem de enflasyonu tetikleyen bir durum yaratıyor. Cuma günü İstanbul'da Turkuvaz Medya'nın evsahipliğinde Para Dergisi'nin beşincisini düzenlediği Enerji ve Doğal Kaynaklar Zirvesi'nde konunun doğrudan bilir kişisi konumundaki Bakan Fatih Dönmez'e de bunu sordum. Bu durum geçici mi yoksa kalıcı mı diye. Bakan Fatih Dönmez aslında çok açık ifade etti: "Enerji fiyatlarındaki artış küresel enflasyonun belirleyicisi durumunda." Buna iki yıldan fazla süren ve dünya genelinde bütün üretimin durduğu pandemi dönemini ve aylardır devam eden Rusya- Ukrayna savaşının olumsuz etkisini de eklediğinizde bugün yaşanan yüksek enflasyonun nereden kaynaklandığı da ortaya çıkıyor.
Geçen yıl ve bu yıl arasında petrol ve doğalgaz fiyatlarının bir yıl içinde neredeyse 4 misli artması, yediğimizden, kullandığımız her ürüne, sanayi, üretim ve tüketime doğrudan fiyat yükselişi olarak yansıyor. Bu konuda Türkiye, en başından bu yana dünya ile kıyaslandığında en hazırlıklı, en iyi durumda olan ülkelerin başında geliyor. Güçlü ve üreten ekonomi politikalarına ağırlık veren hükümet, milletin üzerindeki yükü azaltmak için de sübvansiyon desteklerine yönelik yeni kararlar alıyor bir yandan da.
Enerji Zirvesi'nde konuşan Bakan Yardımcısı Dr. Alparslan Bayraktar çok net söyledi formülü: "Türkiye önümüzdeki on yıllarda enerji yatırımlarına hız kesmeden devam etmek ve enerjide daha fazla olmak zorunda"
Zaten sadece karada değil, dördüncü arama gemisi ile hem Karadeniz'de hem Doğu Akdeniz'de hidrokarbondoğalgaz konusunda sadece Türkiye için değil, bölge için de bir umut artık Türkiye. Avrupa ülkeleri, Rusya'dan tedarik bağımlılığında çözüm için gözünü, kuşağını yeni bir alternatif olarak Türkiye'nin arama faaliyetlerine çevirmiş durumda. Bakan Fatih Dönmez, Karadeniz gazının 2023'te mutfaklarda kullanılabilir hale geleceği müjdesini vererek bunun dışa bağımlılığı azaltma noktasında etkisini ve doğal olarak maliyetlerin düşerek gazın daha ucuzlayacağını da söyledi.
Dışa bağımlılık demişken, cari açıkta en büyük kalemi oluşturan enerji tedarikimiz ne kadar azalırsa, her açıdan ekonomiye ve günlük yaşamımıza olumlu yansıyacağı çok açık. Yer altındaki kaynaklarımızın her geçen gün azalması ile yenilenebilir enerji kaynaklarının önemi çok daha iyi anlaşılıyor. Güneşten rüzgara her yatırımda yatırımcıya yeni kolaylık uygulamalarına hükümetin ağırlık vermesi hem sanayiciyi teşvik ediyor hem bu alandaki alternatif enerji kaynaklarının günlük hayatımıza girmesini sağlıyor. Doğa ve çevreyle barışık ve yenilenebilir kaynakların çeşitliliği ile yatırım miktarının artması, yeşil dönüşümün enerji arz güvenliğinin de önemli bir bileşeni haline geldiği günümüzde, maliyet açısından da en avantajlı alan olduğunu uzmanlar da söylüyor.
Enerjide geleceğin önemli oyuncularından biri olmaya aday güzel ülkemiz, diplomaside stratejik önem ve belirleyici olma, büyüme ve kalkınmayla doğrudan ilintili bu konuda hepimizin enerjisinin daha da yüksek olacağı günler artık çok yakın...