İster yuvarlak, ister oval, isterse dikdörtgen ya da kare olsun, Millet İttifakı ortaklarının masa problemini çözmesi pek de kolay görünmüyor. Masada kimin nereye oturacağı meselesini yuvarlak masa düzeniyle hallettiler, ama masanın altında ya da kapının dışında olanların masaya hâkimiyeti meselesini çözmeleri zor! 6+1 (HDP) olarak formüle edilen ittifak düzeninde, masada oturtulmayan HDP'nin sözcüleri tek tek konuştu, tehdit dolu sözler söyledi.
Eşbaşkan Pervin Buldan'ın İzmir'den söylediği sözler yenilir yutulur değildi: "Niye bu altılının içinde HDP yok diye soranlar oldu. Bizi tanımayanları biz hiç tanımıyoruz. Bu da böyle bilinsin. Bizi yok sayanları, yeri zamanı geldiğinde biz de yok saymasını iyi biliriz!" HDP'nin diğer eşbaşkanı Mithat Sancar'ın sözleri de Buldan'dan geri kalır gibi değildi: "Kim ki HDP'yi yok sayar, düşmanlaştırır, AK Parti ve MHP'den farkı yoktur. HDP ile ilişki kurmayan, müzakere yürütmeyi planına koymayan anlayışın Türkiye'ye nasıl bir gelecek vaat ettiğini de açıklaması gerekiyor."
HDP'li Hasip Kaplan ise Twitter üzerinden 6 liderin yan yana fotoğrafını paylaşıp benzer bir açıklama yaptı: "90'ların fotoğrafı gibi. Kürt düşmanı ittifak." HDP'li bir başka isim Hüda Kaya da benzer tehdit içeren ifadelerle bir paylaşım yaptı. Terör örgütü PKK'nın siyasal sözcüsü gibi davranan HDP'den peş peşe gelen bu tepki açıklamaları, 6+1 ittifak içine alınmamış, fotoğraf karesinde yer bulamamış olmalarına bağlayan da var, "danışıklı dövüş" diyen de.
6'lı ittifakın HDP ile birlikte hareket ediyor görüntüsü vermeme, kendi tabanlarından ve kamuoyundan tepki görmeme çabalarını dolaylı olarak desteklemek adına bu açıklamayı yaptıklarını düşünenlerin sayısı da hayli çok Ankara kulislerinde.
Öte yandan 6+1 ittifakın buluşmasıyla ilgili en yaratıcı ifade dün MHP Lideri Bahçeli'den geldi. Fotoğraf karesinde bir araya gelen 6 lider için "Altılı Ganyan" benzetmesi yapan MHP Lideri'nin bu ifadeyle, Türkiye'nin geleceğiyle oyun oynamayı amaçlayanları, Türkiye'nin varlığı ve bağımsızlığı üzerine bahis oynayanları kastettiği belirtiliyor.
Çankaya Belediyesi'ne ait Ahlatlıbel tesislerindeki görüşmede bir sonraki buluşma tarihinin 28 Şubat olarak açıklanması da bu benzetmeyi ve karşılığı güçlendiriyor. Çeyrek asır öncesinde 28 Şubat süreciyle Türkiye'yi siyasal, ekonomik, toplumsal olarak çökertmeyi ve kontrol altına almayı amaçlayan dış güçlerin, iç vesayet partnerleri eliyle yaptıkları daha dün gibi hatırlarda.
Türkiye'yi 2001 ekonomik krizine adım adım sürükleyen senaryonun uygulayıcısı olanların yine devrede oldukları ve siyasal tarihimizin en karanlık günlerini hatırlatan 28 Şubat tarihinin, bugün yeniden adres olarak gösterilmesinin tesadüf olmayacak kadar profesyonel bir siyasal kurgu olduğu konusunda büyük çoğunluk hemfikir.
İHALELER İTTİFAKI BÖLDÜ!
Genel siyasal tablonun Ankara kulislerindeki yansımasını aktardıktan sonra, HDP ile ilgili son bir kulis bilgisiyle yazımızı sonlandıralım. 2023'te Millet İttifakı'nın ortak adayı olmayı, kendi genel başkanına rağmen her şeyden çok istediği ve bu anlamda İP ve HDP ile gizli ittifak içinde ilerlediği bil-i nen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, yine de HDP'yi tam memnun edememiş ki Eşbaşkan Mithat Sancar'ın yakın zamanda bir arkadaş grubunda söylediği şu sözü CHP kulislerine kadar geldi:
"Ekrem İmamoğlu, belediye ihalelerinin sadece yüzde 5'ini bize, bizim arkadaşlarımıza veriyor. Yüzde 70'i İP'lilere, yüzde 25'i de CHP'lilere veriliyor. Aslan payı İP'lilerde. Bu durumdan CHP'liler de rahatsız biz de!"
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz