Dünya nereye gidiyor, neler tartışıyor, bizim muhalefet nelerle uğraşıyor dedirten pek çok ayrıntıyı gördükçe insanın isyan edesi geliyor. Bütün Türk dünyasını ekonomisiyle diplomatik ve siyasi gücüyle biraraya getiren çatının kurulması, bu çatıya liderlik misyonu, Atatürk'ün işaret ettiği tam bağımsızlık yolunda Türk ekonomisinin, sanayisinin yerli ve milli olması yönünde atılan makro adımlar bir tarafta, insanları sahte algılarla sokağa davet eden muhalefet anlayışı bir tarafta. Cumhur İttifakı'na oy vermiş yüzde 50'den fazla seçmeni "gayri milli" ilan eden Kemal Kılıçdaroğlu, helalleşmeden söz ederken, önce yarıdan fazlasıyla problemi olan milletle helalleşmesini öneririz. Sokaklardan iktidar devşirme dönemi çoktan geçti. Buna niyeti olanlara en büyük direnç yine milletten gelecektir...

İYİ Kİ VARSIN SAVCIM...
Tam ta 25 Kasım Kadına Şiddetle Mücadele Günü'ne denk gelen bir zamanlama, hepimizin içini ferahlatan bir karar yine bir kadından geldi. İstanbul'da metroda elinde bıçakla kadınlara en galiz küfürlerle saldıran bir yaratık Emrah Yılmaz'ı hepimiz dilimizde en ağır sözler, yüreğimizde en ağır niyetlerle ibretle izledik. Neresinden tutsan elinde kalan bir durum; dünya metropolü İstanbul'da metroya elinde ekmek bıçağı ile girebilen ve güvenliğin sıfır olduğu bir yönetimden mi söz etsek ya da herkesin içinde kimseye aldırmadan elindeki bıçağı savura savura küfürlerle kadınlara saldıran meczuptan mı! Bu alçak yaratığı ters kelepçe ile evinde bulup yakalayan polisimizin görüntüleri bir nebze sıkıntımızı dağıttı ama en güzel haber, Türkiye Cumhuriyeti'nin gurur savcılarından Fatmagül Yörük'ten geldi; Bu yaratığı nöbetçi hakimliğe sevk ederken tutuklanmasını isteyen Cumhuriyet Savcısı Yörük; "Sokaklar, metrolar korku dolu değil güven dolu olmalıdır. Bu saldırı tüm kadınlara yöneliktir, küfür de şiddettir..." dedi. Teşekkürler sayın Savcım; sizi doğuran, büyüten, okutan, devletin savcısı yapan ailenizden başlayarak öğretmenleriniz, hocalarınız ve tüm sisteme de teşekkürler. İyi ki varsınız..

İYİ Kİ VARSIN MÜGE ANLI...
Aralıksız 15 yıldır ATV ekranlarında hafta içi hergün haksızlığa uğrayanın hakkını arayan, çözülemeyen cinayetleri çözen, kadına-çocuğayaşlıya- engelliye yönelik bütün şiddete sonuna kadar direnen Müge Anlı ile Tatlı Sert, bütün gündüz kuşağı programları ve programcıları arasında tartışmasız başka bir kulvardadır. O yüzdendir ki hâlâ en güvenilir kişiler sıralamasında, ilk sıradaki yerini kimselere kaptırmaz. Gündüz kuşağı programları arasında yanlış yapanlar, yapılanlar yok mudur, muhakkak ki vardır. Ama tekrar ediyorum, Müge Anlı'nın programı bu kategorinin tamamen dışında tutulmalıdır. Son olarak, hepimizin kanını donduran 3 yaşındaki yörük kızı Müslüme olayında gördük bu farkı. Baktığınızda sıradan bir çocuk kaybolması vakası olarak ele alınabilecek bir konuyu; kendi evladı gibi sahiplenip 10 gün boyunca bıkmadan programlarında konu etti, güvenlik güçleri ile birlikte çalıştı ve sonunda küçük kız bulundu. Bu küçük bebeğin hem yaşarken maruz kaldığı iğrençlikler hem de cansız bedeninin bulunması bir yana; bütün Türkiye'nin dikkatinin bu olaya çekilmesi hem de ortaya çıkan gerçekler sonrasında devletin üzerine düşeni eksiksiz yapmasında Müge'nin yayınlarının yüzde yüz katkısı olduğu çok açık.