"Söz uçar yazı kalır" sözünün ne kadar doğru olduğuna bir örnek verelim. Aklı, zihni, ruhu hâlâ "darbelerde" olan 104 emekli amiralin elebaşlarından Atilla Kıyat ile ilgili bakın arşivlerden ne çıktı. Dün neyse bugün de aslında aynı olduğuna en güzel örnek, yazar Zeynep Göğüş'ün 15 Mart 1997 tarihli Sabah Gazetesi'ndeki köşe yazısında saklı.
O dönem, Brüksel'de NATO merkezinde Türk askerleri heyetinin başında olan Koramiral Atilla Kıyat, dönemin AB nezdindeki temsilcisi Büyükelçi Uluç Özülker'in (ki, kendisi de benzer bir üslupla Montrö için 31 Ocak'ta bir bildiriye imza atan 126 emekli büyükelçiden biridir) rezidansta verdiği bir davette; dönemin AB yetkililerinin de gözleri önünde Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni "şantajcı" olarak nitelemekten ve NATO üyelerine bu şantajı ciddiye almamaları yönünde telkinde bulunmaktan kaçınmamıştı!
Evet, yanlış duymadınız; üzerinde Türk Silahlı Kuvvetleri'nin şanlı üniformasıyla AB'nin başkentinde AB'li muhataplar önünde Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı'nı "şantaj" politikası yapıyorlar diye niteleyen Atilla Kıyat'ın ta kendisiydi. O dönem Macaristan'ın NATO üyeliğine veto kartı, Türkiye'nin AB'ye üyeliği karşılığında kullanma politikası Dışişleri Bakanı Tansu Çiller tarafından son derece kararlı bir şekilde sürdürülürken, Kıyat Paşa, hem NATO'ya karşı Türkiye'nin veto hakkını kullanmasını doğru bulmadığını hem de Macaristan'ı ve AB'yi karşımıza almamamız gerektiğini, üstelik Yunanistan'a taviz vermemiz lazım geldiğini öyle bir anlatıyor ki; üzerindeki üniformaya mı üzülürsünüz, yıllarca bu zihniyetteki kişilerin Türkiye'nin haklarını sözde koruyup kolladığı masalına mı yanarsınız!..
Zeynep Göğüş'ün de hazır bulunduğu bu davette tanıklıklarını aktardığı yazısından devam edelim: "Koramiral Atilla Kıyat, uzun boylu, yeşil gözlü bu NATO paşasında 'off the record' yok! Anlattığı her şeyi yazabileceğimizi söylüyor. NATO merkezindeki Türk askeri heyetinin başı olan Kıyat Paşa, açık ve seçik bir dille 'NATO'da veto olmaz' diyor, bu bir... Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Tansu Çiller'in, içeride başka dışarıda başka konuştuğunu söylüyor, bu iki... Yunanistan'la sorunların Kıbrıs'ı da içeren karşılıklı tavizlerle paket halinde ele alınıp çözümlenmesini istediğini ve bunun için Türkiye'nin adım atmasını istediğini söylüyor, bu üç..."
HÂLÂ AYNI YERDESİNİZ
Zeynep Göğüş'ün aktardıklarından öğrendiğimiz kadarıyla, Türkiye'ye ve Dışişleri Bakanı'na, yabancıların yanında "şantajcı" diyen Kıyat, bakın daha neler söylüyor: "Kıyat Paşa, NATO genişlemesine Türk vetosu olarak yansıyan politikayı 'ŞANTAJ' olarak nitelendirdi ve eleştirdi. NATO'ya yeni katılacak ülkelerin dışında da kimsenin bu 'şantaj'ı ciddiye almadığını belirten Kıyat, 'Macaristan gibi aday ülkeleri yok yere karşımıza alıyoruz, bu yüzden ileride bize karşı cephe oluşabilir' dedi."
O dönem NATO'daki en yüksek rütbeli konumdaki Koramiral Kıyat, Yunanistan konusunda da taviz verilmesini bakın ne tür bir örnekle anlatıyor: "'Yunanistan'ı dövecek miyiz yoksa anlaşacak mıyız?'ın cevabından ibaret olan stratejik bir karar almak zorundayız. Muhammed Ali en az 100 rakibini dövdü, ama o şimdi Parkinson" yanıtıyla 'anlaşmak' taraftarı olduğunu hissettirdi.
Yani, Yunanistan'dan kork ve taviz ver... Macaristan'dan kork, karşına alma... NATO'dan kork, hiç uzatma... Çünkü Türkiye güçsüz, Türkiye zayıf, Türkiye ciddiye alınacak bir ülke değil. Çünkü Türkiye "ŞANTAJCI"...
O dönemin kudretli amirali, bu sözleri AB'li ve NATO temsilcilerinin huzurunda söylemeye utanmıyor. Bugünün tekaüt amirali, 100'den fazla emekli arkadaşıyla Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin seçilmiş, milli iradenin ve milletin temsilcisi Cumhurbaşkanı'na, hükümete, siyasete ve dolayısıyla millete ayar vermeye devam ediyor.
Muhtıra bildirisine imza atan emekli paşalar... Sizin dün vatan sevgisinden anladığınız neyse bugün de aynı yerde durduğunuzu gördük. Ama atladığınız çok önemli bir ayrıntı var: Türkiye artık eski Türkiye değil. Siz görev başında bunları yaparken size ses çıkarmayan siyasetçiler yerine, darbe isteyen ya da niyetlenen kim olursa olsun bu dünyayı ona dar edecek bir lider ve siyaset var artık. Postallarınızı giydiğinizde sizden korkan değil, çıplak elleriyle tanka, tüfeğe, savaş jetlerine kafa tutan bir millet var. Bilin istedim...
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz