Bazı konular vardır üzerinde polemik, tartışma ya da siyaset yapılmaz, yapılmamalı. Devletin varlığı ve bağımsızlığı, bölünmez bütünlüğü, bayrağı ve tüm milli konular bu kapsama dahildir. Peygamber ocağı dediğimiz Türk Silahlı Kuvvetlerimiz ve kahraman Emniyet Teşkilatımız, bu devlet, bu millet için canını ortaya koyarak görev yaparken, bu büyük teşkilatlar içinde çıkan tek tük yanlış örnekleri, tüm teşkilata genellememek de bu kapsama dahildir. (Geçmişte terör örgütü FETÖ'nün devlet içinde bu ve bunlar gibi bazı teşkilatlara sızma girişimleri olduğu doğrudur ve hatta 17-25 Aralık ve 15 Temmuz'da yaşananları hepimiz biliyoruz. Ancak; şuurunu yitirmemiş her Türk evladı gibi bizler de; bu yanlışı yapanları ayırıp -ki onlar zaten bu devletin, bu milletin evlatları değil, üniforma ya da cüppe giymiş teröristlerdi- Emniyet, Yargı, TSK dahil bütün kurumlarımızı gözbebeğimiz olarak görmeye devam ettik ve edeceğiz de. Böyle bir girişin ardından sözü; Gara Harekatıyla birlkte yaşananlara getireceğim elbette. Gara'dan sonra hiçbirşey eskisi gibi olmayacak dediğimiz bir önceki yazımızdaki gibi; herkesin bir kez daha şapkasını eline alıp düşünmesi gereken günlerden geçiyoruz. Sağımızda solumuzda, güneyimizde kuzeyimizde, karada-havada ve denizde bizi kuşatmaya, bölmeye çalışan bu kadar çok içeriden ve dışarıdan düşman var iken; bugüne kadar hiç olmadığı kadar kenetlenmemiz gereken bir dönemi yaşıyoruz. Gara'da mağarada verdiğimiz 13, operasyon sırasında verdiğimiz 3 özel harekatçı şehidimizle birlikte 16 şehit, sadece 16 haneyi ya da anne-baba-eş ve evladı değil, 83 milyonun ciğerini yaktı. Şehitlerimiz için üzülmeyen bizden değildir, vatan hainidir, bunu da buradan bir kez daha söylemekten hiç de gocunmam...
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
Ama bir çift sözü sadece kendi adıma değil, eminim ki yine milyonlar adına söylemeden de geçemeyeceğim. Gara harekatıyla ilgili TBMM'de genel bilgilendirme öncesinde; CHP ve İP Genel Başkanlarını ziyaret ederek belgeleriyle tüm detayları aktaran iki bakandan sadece iki saat sonra özellikle CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun yaptığı açıklama; CHP'ye oy verenleri bile çileden çıkarttı. Daha birkaç saat önce her iki bakanın belgeleri sunup, tüm bilgileri aktardıktan sonra "ne kadar sorunuz varsa cevaplamaya hazırız" sözlerine rağmen tek bir soru yöneltmeyen Kılıçdaroğlu, hemen ardından partisinin grup toplantısında kameralar karşısına geçti. Terör örgütü PKK'nın adını ağzına almadığı halde; bütün sorumluluğun hükümet ve başkan Erdoğan'da olduğunu söylediği konuşmasının her satırı ayrı bir skandaldı. Öğreniyoruz ki; konuşmasının tek bir ifadesini bile, bakanlarla görüşmesi sonrasında değiştirmemiş! Böylesine elim bir olayı siyasi malzeme yapmaktan çekinmedi. Abdülkadir Selvi'nin dünkü köşeyazısında verdiği bilgiden öğreniyoruz ki; PKK'nın yayın organlarında Gara ile ilgili hazırlanan bir videoda; Kemal Kılıçdaroğlu'nun "13 şehidimizin sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan'dır" sözü döne döne kullanılıyor! Şehitlerimizin katili terör örgütü PKK'nın adını anmayan, PKK'yı kınamayan, bunun gerekçesini de "terör örgütünün ismini anarsak propagandasını yapmış oluruz" diye komik bir gerekçeye dayandıran Kılıçdaroğlu, belli ki PKK'nin propagandasının ana aktörü haline gelmeyi kendisine yakıştırmış!
Not: Gara Operasyonu ile ilgili tüm merak edilenleri ve terörle mücadelede gelinen noktayı tüm detaylarıyla bu akşam saat 21'de A Haber'de İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile konuşacağız...