Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ŞEBNEM BURSALI

Avrupa’nın şımarık çocuğuna tokat!

Tam da sıfatına yakışır davranıyor Yunanistan; "Avrupa'nın şımarık çocuğu!" Uluslararası anlaşmalardaki "adalar silahlandırılamaz" hükmüne rağmen arkasına aldığı Fransa'ya, Almanya'ya güvenip, Ali kıran baş kesen olmaya kalkıyor da; her seferinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin tokadını yiyip yerine oturuyor, oturmaya da devam edecek. Ya da... Sonuçlarına katlanacak...
Bir kere; Yunanistan'ın Münhasır Ekonomik Bölge olarak ilan ettiği alanın uluslararası hukukun gereği olduğu söylemi baştan "yok hükmündedir." Konunun uzmanı ve TSK mensubu olduğu dönemde Yunanistan'da görev yapmış güvenlik ve strateji uzmanı Yusuf Alabarda ile konunun teknik boyutunu konuştuk. Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi, münhasır ekonomik bölge için prensipler belirliyor ama bir sınır tayin etmiyor ve uzlaşmazlık alanlarını sınırdaş devletlerin kendi aralarında oturup çözmelerini işaret ediyor. Burada Türkiye ve Yunanistan arasında bir sorun var ise, bu soruna Fransa ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin hiçbir sınırdaş veya kıyıdaş olmadığı denizlerde konunun tarafı gibi davranmasının hiçbir hukuki veya uluslararası anlaşmalardan kaynaklı gerekçesi olamaz. Ayrıca Türkiye; BM Deniz Hukuku Sözleşmesi tarafı değil ve bu olayı salt yasal zemin üzerinden ele almıyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti konuyu hukuk zemini dışında siyasi ve stratejik hak olarak görüyor.
Öte yandan; Türkiye için enerji siyaset, salt bir iç siyaset konusu olarak değerlendirilemez. Türkiye'nin sayısı 5'i bulan sismik ve sondaj gemileri ile denizde ne yaptığı ortada! Sürekli olarak Türkiye'nin bu alandan elde edeceği zengin hidrokarbon enerji kaynakları tezi irdeleniyor. Ama, bu Türkiye'nin bir deniz devleti olma ya da olmama konusu üzerinden ele alınamaz. Üç tarafı denizlerle kaplı Türkiye'nin Akdeniz'de kısıtlanarak karaya hapsedilmek istenmesi, deniz devleti olma özelliğinin elinden alınmaya çalışılmasının Türkiye açısından kabul edilebilir hiçbir tarafı olamaz. Türkiye'nin kendi mavi vatan coğrafyasında attığı adımlar kısa vadeli bir kriz yönetimi olarak algılanmamalı. Önümüzdeki süreçte tüm mavi vatan coğrafyasında NAVTEX ilan ederek arama ve sondaj faaliyetlerini aralıksız sürdürmekte kararlı olan Türkiye, Başkan Erdoğan'ın da açıklamaları ile bu iradesini tüm açıklığıyla gözler önüne serdi.
Gelelim, Avrupa'nın şımarık çocuğuna... Türkiye'nin Yunanistan'a yönelik uyarıları, başta Yunan siyasetçileri tarafından iyi anlaşılmalı. Yoksa, bugün kendisini Türkiye'ye karşı kullanışlı alet gibi görüp kullananlar, yarın efendilerini yanlarında bulamayacaklar. Ayrıca bu gerilim, bir sıcak çatışmaya dönüşürse; bunun bedelini Fransa ve BAE'den önce Yunanistan ödeyecektir. Türkiye'nin sınırlarının dibinde yer alan adalara, birer sırt çantası ile 30 Ağustos gününde asker göndermek ve bir mesaj vermek Yunan iç kamuoyunu memnun edebilir. Ama; olayı bir sıcak çatışmaya döndürdüğünüzde bu askerleri; 580 kilometre öteden gelerek Türk Silahlı Kuvvetleri gibi son derece modern ve yoğun teknoloji kullanan güçlü bir orduya karşı korumanız mümkün olamayacaktır. Bu böyle biline...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA