Türk siyasi tarihinde bir başka örneği olmayan bir parti AK Parti. Geçtiğimiz hafta 19. yılını kutlarken, iktidardaki 19. yılı da doldu. Tek başına ve kesintisiz bu kadar uzun süre iktidar olabilmek, girdiği her seçimde oylarını artırarak iktidarda kalabilmek başlı başına bir başarı. Bu hareketin ve partinin lideri olarak Tayyip Erdoğan da; iki bin yıllık Türk tarihinde ilk kez devletin başına milletin oylarıyla seçilmiş bir lider olarak ayrıca tarihe geçti. Bu kadar ilkler ve rekorlarla dolu hikayesi olan AK Parti'yi anlatırken tarihsel perspektiften bakmadan bir analiz yapmak eksik olacaktır.
1- Bir kere; II. Mahmut ve Mustafa Kemal Atatürk'ten sonra devlet yönetimindeki en devrimci üçüncü liderdir Tayyip Erdoğan. Sol jargona ait devrimciliğin, muhafazakar-demokrat bir partinin lideri ile ne alaka diyecek olanları hemen yanıtlayayım: Her şeyden önce vesayet dönemini bitirmiştir çünkü Erdoğan ve AK Parti. Milli irade hakimiyeti tam olarak ilan edilmiştir. Geri kalmışlığın izini, kompleksini silmiştir.
2- Pasif dış politikadan aktif ve etkin dış politikaya geçilmiştir. Olaylara, tarihe ve coğrafyaya yön veren bir Türk dış politikası hakim olmuştur. İşte bu yönleriyle en devrimci lider ve iktidar sıfatını çoktan hak etmiştir.
3- Milli iradenin tartışmasız üstünlük sağladığı 19 yılda, devlet yönetimi artık hiçbir vesayet temsilcisi ve zümresi tarafından paylaşılmıyor. Milletin seçtiği, milli egemenliğin temsilcileri eliyle siyasal alanın tamamında millet etkin olmuştur.
4- Devlet sistemi, ilk kez darbeler eliyle, zorlamayla, silahla, kanla değil, millet istediği için ve tamamıyla millet iradesiyle değişmiştir.
5- Beka kavramı ve endişesi bulunduğumuz coğrafyada her zaman vardı, bugün de var, yarın da olacak. Ancak... Artık beka endişesini kompanse edecek özgüvenimiz de, gücümüz de yerli ve milli savunma gücümüz de var.
6- Ekonomide de çığır açıldı ve her tür endişe ve korku eşiği aşıldı. Zorluklar, saldırılar içeriden ve dışarıdan var ve hep de olmaya devam edecek. Ancak tıpkı beka endişesi gibi artık ekonomi ile ilgili de korkmayacak, endişelenmeyeceğiz, çünkü bu zorlukları aşacak formül bulundu ve uygulanıyor: Yerli ve milli ekonomi! Milli geliri 3 bin dolardan 10 bin dolarların üzerine çıkartan yönetim yerli ve milli politikalarla ve her geçen gün büyüyen ekonomi pastasıyla Türkiye'yi süper ligdeki yerine hazırlamaya devam ediyor.
AK Parti dönemini anlatırken söylemeden geçilmeyecek tanımlamalar da var: AK Parti, Türkiye'yi geçmişiyle yüzleştirdi ve kavgalarını bitirdi. Türkiye'nin özgüveni aynı zamanda. Milleti demokrasi ile buluştururken, sadece kendisini değil, etrafındaki devletleri de vesayetin kırılabileceğine inandırdı. Oluşturduğu siyasi nizamıyla dünya ülkelerinin güçlerini de tartıya çıkardı ve gerçek ağırlıklarını da ifşa etti! Eski Türkiye'de çeteler, vesayet, istikrarsızlık, tereddüt, engeller varken şimdi artık özgüven, itibar, yerli ve milli değerler ve yarınlara umut var. 19 yılı anlatırken aslında 200 yıldır sistemli şekilde özgüveni yıkılmak istenilen Türkiye'nin yeniden dirilişini de anlatmak mümkün. Atatürk'ün 10. Yıl Nutku'nda saydığı hedefleri tek tek gerçekleştiren, Cumhuriyetin özünü-ruhunu temsil eden lider olarak Tayyip Erdoğan'a neden devrimci dediğimi anlatabildim mi?