Öğrencisinden emeklisine, ev hanımından her tür çalışana, esnafından büyük sanayi kuruluşları ve ihracatçısına kadar toplumun her kesimi için "Önce Halk, Sonra Banka" anlayışıyla 82 yıllık milli bir marka Halkbank. Genel Müdür Osman Arslan yönetiminde, özellikle de pandemi sürecinde büyük başarılara imza attı. Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın yürüttüğü ve birbiri ardına açıklanan, toplumun her kesimine dokunan ekonomi paketlerinin de sürükleyicisi kamu bankalarından Halkbank'ın dünübugünü ve yarını ile birlikte aslında Türk ekonomisinin nereden nereye geldiği ve nereye gideceğine dair bir ufuk turu yaptık Arslan ile. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin özelliği gereği ekonomi yönetimi ile ilgili kurumlar arasında etkin koordinasyonun, yeni ve sürpriz bütün durumlara hızlı ve etkin yaklaşımlar sergilediğine dikkat çekilen söyleşimizde Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan, SABAH aracılığı ile yerli ve milli bankacılığı ve ekonomiyi anlattı. İşte söyledikleri:
2001 krizinden bugüne Halkbank açısından ne değişti? Hem banka hem Türk ekonomisi adına 18 yılda yaşanılan dönüşüm nedir?
O dönemde IMF kamu bankalarının elden çıkarılmasını istiyordu. Halkbank'a orta boy bir işletme kadar bir değer biçilmişti. Kısacası, kamu bankalarımızın bugün geldiği nokta, Türkiye'nin yaklaşık son yirmi yılda yazdığı başarı ansiklopedisinin önemli bölümlerinden birisidir. Bu kurumlarımızın gücü de Türkiye'nin gücünün göstergesidir.
Bu dönüşümün rakamlarla ifadesi nasıl olur?
2002 sonrası dönemde, Halkbank'ın bilanço toplamı 35 kat artarak 600 milyar TL'ye yakın bir büyüklüğe ulaşarak 2. sıraya yükseldi. Nakdi kredilerimizi 343 kat büyüterek ülkemizin en çok kredi veren iki bankasından birisi olduk.
PARADİGMA DEĞİŞİMİ OLDU
Bankacılık sektörünün gücü, aynı zamanda Türkiye'nin de gücünü gösteriyor. Ekonomik istikrarın devamlılığında sizce ne kadar etkili?
Türkiye gibi küresel ekonomide söz sahibi ülkelerde finansal kurumlar ekonomik istikrarın güçlü bir paydaşıdır. Diğer gelişmekte olan ülkelerden farklı olarak ülkemiz yurtiçi ve yurtdışı destekli finansal saldırılar, Gezi olayları, 17/25 Aralık komplosu ve 15 Temmuz ihaneti gibi kalkışma ve girişimler ile yüz yüze kalmıştır. Bunların etkisini azaltmanın yolu ekonomi yönetiminin güçlü iradesinden ve kurumlar arasındaki etkin koordinasyondan geçer. Türkiye bu konuda özellikle son birkaç yılda güçlü bir paradigma değişikliği yaşadı. Milli ekonomi uygulamalarının güçlü bir tamamlayıcısı olan kamu bankalarımızın sektör içindeki kredi payı yüzde 50'ye ulaştı. Böylelikle reel sektörün gerek faaliyetlerini sürdürebilmesi, gerekse yeni yatırımlar yapmasını uygun vade ve maliyet desteğiyle sağlayarak ekonomik dengelenme ve istikrarın devamında kamu bankalarımız çok önemli rol oynadı. Milli ekonomi anlayışıyla yerli üretimde bulunan firmaları desteklemeyi sürdüreceğiz. Milli öncelik ve hedeflere bağlı kalarak, hep birlikte dengeli bir şekilde büyümeye devam edeceğiz.
TOPARLANMA HIZLANACAK
Pandemi süreci bitmedi. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak liderliğinde açıklanan paketlerle toplumun her kesimine ulaşılması hedeflendi, hedefleniyor. Daha neler yapılacak?
Pandemi süreci henüz bitmedi ama ekonomimiz Hazine ve Maliye Bakanımız Sayın Berat Albayrak liderliğinde, bu süreçte dışsal ve içsel zorluklara karşı daha da güçlü bağışıklık kazandı. Bundan sonraki süreçte hızlı bir toparlanma yaşayacağımıza inanıyorum. Ekonomik göstergeler de bu yönde oldu. Sanayinin çarklarının dönme hızı giderek artmaktadır. Verimlilik ve rekabet gücümüzü arttıracak bu alt yapımız sayesinde salgının etkilerinin azalmaya başlamasıyla Türkiye ekonomisi için önemli kazanımlar gerçekleşecektir.
DİJİTAL BANKACILIĞA REKOR İLGİ
Salgın, bankacılıkta dijitalleşmenin de önemini de ortaya koydu. Bu süreçte nasıl bir yol izlediniz?
Bankamızın dijital bankacılık kanallarını her ay düzenli kullanan 3 milyon müşterisi var. Dijital bankacılık kanallarını kullanan müşterilerin mobil şube kullanımında ciddi bir artış yaşanıyor. Yapılan işlemlerin yüzde 95'ten fazlası şube dışı kanallardan gerçekleşiyor. Bu süreçte; KOBİ'lere özel internet sitemiz üzerinden müşterilerimizin şubeye gitmesine gerek kalmadan; Esnaf Destek Paketi ve İşe Devam Desteği - Küçük İşletme Can Suyu Kredisi başvurularını alarak sonuçlandırdık.
Yine bu dönemde 1 milyon adetten fazla müşterimiz kredilerini dijital kanallardan kullandı. Dijital kanalları kullanan müşterilerimizin sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 40 oranında arttı.
İHRACATÇI İÇİN YENİ FIRSAT KAPILARI AÇILACAK
Küresel tedarik zincirindeki yeni oluşumlar imalat sanayimizi küresel pazarlar için de cazip bir iş ortağı olarak öne çıkardı. Uluslararası ticaretin yeniden hız kazanmasıyla birlikte ihracat odaklı çalışan sektörlerimizin önünde yeni fırsat kapılarının açılacağını düşünüyoruz. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin özelliği gereği ekonomi yönetimimiz, ilgili kurumlar arasında etkin bir koordinasyon sağlanarak yeni durumlara hızlı ve yerinde yaklaşımlar sergilemek suretiyle; iktisadi ortamın canlı, dinamik ve dengeli bir şekilde yaşamasını sağlamaktadır. Böyle bir yeni dönemde geleceğe doğru ilerlerken Halkbank olarak önceliğimizi üretim girdilerinde yerli ve milliliği tercih eden, teknolojiyi daha çok kullanıp katma değerli üretim yapan, istihdam odaklı ihracatçı ve imalatçı sektörlere vermeye devam edeceğiz.