CHP'nin İş Bankası hisselerinin Hazine'ye devri ile ilgili konu, Meclis'in açılmasıyla yine hem siyasetin hem Meclis'in gündeminde olacak. CHP'nin bu konuda tutumu belli; "Atatürk'ün vasiyeti var, bizim hisselerimizi alamazsınız" diyor.
Ama; işin aslı aslında öyle mi? Atatürk, 1 sayfalık vasiyetinde, hisselerini CHP'ye devretmiş, hisselerden kaynaklanan temettünün de Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu'na verilmesini istemiştir. İş Bankası kurulurken konulan 1 milyon 250 bin lirası Atatürk tarafından temin edildi. Ancak; bu onun şahsi parası değil, Milli Mücadele Dönemi'ne ait bir emanetti. Söz konusu para, Hindistan'daki Müslümanların aralarında toplayıp, Kurtuluş Savaşı'na destek için Atatürk'e gönderdikleri paradan kalan miktardı, yani milletin parasıydı. Bu gerçek; 1933 yılında bizzat İş Bankası tarafından basın aracılığıyla kamuoyuna açıklanmıştı. Yani bir sır falan değil. Ayrıca; o dönemde tek parti iktidarının söz konusu olduğu ve sadece İş Bankası'nın değil bütün devlet kurumlarının CHP tarafından yönetildiği, il başkanlarının vali olduğu bir dönemden söz ediyoruz.
Bu konuyu, MHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Semih Yalçın ile konuştuk. Hem bir tarihçi hem bir siyasetçi olarak söyledikleri çok dikkat çekici:
"Atatürk'ün vasiyetini yazdığı günden bu yana Türk demokrasisi çok uzun yol katetti. Binlerce yasa, sayısız anayasa değişikliği hayata geçirildi, Türkiye çok partili hayatta çok önemli bir safhaya ulaştı. Türk ekonomisi, modern küresel ekonomilerle yarışıyor. Bugün artık Türkiye'de milli sanayi hamlesine kaynak oluşturan bir sermayenin, CHP tarafından yönetiliyor olmasının anlamı ne olabilir? Anayasa ve Siyasi Partiler Kanunu'nun amir hükümleri uyarınca bir siyasi partinin ticari faaliyette bulunması açıkça yasaklanmıştır. CHP'nin, banka hisselerinden yararlanması, gönderdiği 3 üye ile yönetimde söz sahibi olması açık bir ticari faaliyettir. Dolayısıyla anayasa ve yasalara aykırıdır."
Semih Yalçın'a, Atatürk'ün vasiyeti ile ilgili bir tartışmanın doğru olup olmadığını da sordum, şöyle dedi: "Hisselerin devrinin Atatürk'ün vasiyeti olması, anayasa ve yasaların CHP tarafından çiğnenmesini meşru kılmadığı gibi, o partiye hukuki ve siyasi üstünlük de sağlamaz. Bu hisseler, CHP'yi diğer partiler karşısında siyasi rekabet etiğini zedeleyen ayrıcalıklı bir konuma taşıyor. Miras hukuku, anayasa teminatı altındaki bir başka hukuku baypas edemez. Miras hukuku, hiçbir kuruma bir başka yasayı, siyasi adalet ve hakkaniyeti yok sayma hakkı bahşedemez. Mustafa Kemal Paşa, Türk milletinin sinesinden çıktı ve Atatürk oldu. Vefatıyla birlikte milletin sinesine döndü. Sağlığında da ifade ettiği gibi, onun malı-mülkü-her şeyi millete aittir. Nasıl kendisi millete döndüyse, mirası da millete yani Hazine'ye intikal etmelidir. Atatürk'ün aziz hatırası bakımından en makul ve mantıklısı; hisselerin Hazine'ye yani millete devridir. Ayrıca; CHP artık Atatürk'ün CHP'si değil, inançsızlığın kalesi ve Atatürk'ün ömrünü adadığı milliyetçi düşüncenin düşmanı olan Marksizm'in yuvalandığı bir siyasi parti durumundadır. Atatürk sağlığında Marksizm'i ve komünistleri partinin kapısından içeri sokmadı. Bugünkü CHP ise, Türk milliyetçilerini kapısının önünden bile geçirmiyor. İş Bankası'ndaki hisseler meselesinin, Atatürk'ün aziz hatırasına zarar verilmeden, onun hedef ve ülküleri doğrultusunda bir yola konulması artık bir zarurettir. Teklif Meclis'e geldiğinde milli iradeyi yansıtan çoğunluğun oylarıyla geçerek çözüme kavuşacaktır. Böylece, millete vekalet eden temsilcilerin hakemliğiyle bu konuda milli irade de tecelli etmiş olur."