"İnsansız ekonomi olur mu?" Ne can alıcı bir soru değil mi? İstediğin kadar kar-zarar hesabı yap, insanın olmadığı yerde ne anlamı kalıyor ki bunların? İşte; korona salgını sürecinde sadece bizde değil, tüm dünya devletleri ve insanları için en kritik soru buydu aslında. İnsanın olmadığı, sağlığın olmadığı bir yerde; zenginliğin ya da fakirliğin, az ya da çok paranın nasıl belirleyiciliği olabilir ki? Bu çıkarsamanın sahibi; MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli. Cumartesi akşam saatlerinde Twitter hesabı üzerinden yaptığı bir dizi açıklama, bu ve buna benzer çok çarpıcı tespitleri de içeriyor. 4 ana ekseni vardı aslında bu açıklamaların; "Kovid-19 ile mücadelede hükümetin ve dolayısıyla Türkiye'nin başarısını tespit, Ekonomi yönetiminin başarısı, Cumhur İttifakı vurgusu ve son haftalardaki darbe iddialarına cevap." Ve her bir başlık, kendi içinde uzun uzun değerlendirmeyi hak ediyor.
Covid-19 süreci, beşeriyetin önceliklerini ve ihtiyaç hiyerarşisini tekrar gündeme almamıza sebep oldu. İnsanlığımızı ve sağlığın değerini hatırlattı. Dünya devi dediğimiz ülkeler, korona ile mücadelede bir bir dökülürken; Türkiye hem sağlık ve güvenlik açısından aldığı yerinde ve zamanında tedbir ve kararlarla son derece başarılı bir sonuç aldı ve hem de tüm dünyanın takdirini kazandı. Sadece bu da değil, aralarında ABD ve İngiltere gibi dev ekonomilere sahip ülkelerin de olduğu 55 ülkeye yaptığı tıbbi yardımlarla göz doldurdu. Ve, içeride işçi ve işvereniyle, emeklisi ve çalışanıyla, KOBİ'lerden büyük işletmelere kadar ekonominin bütün paydaşlarına yönelik birbiri ardına açıkladığı 200 milyar lirayı bulan paketlerle, sosyal ve ekonomik anlamda en minimum etkilenilmesini sağladı. Hal böyle iken ve tüm dünya ülkeleri Türkiye ile ilgili övgü dolu sözler söyler, teşekkür ederken bizim muhalefet partilerimiz ne yaptı peki? Hükümeti ve aldığı kararları yerden yere vurmakla meşguldü tabii. Bununla da yetinmedi; CHP'nin sözcüleri bir yandan IMF çağrıları yaptı, diğer yandan devlet bürokrasisini tehdit etti, bir yandan da darbe çığırtkanlığı yapması yetmedi, anti-demokratik yolları işaret etti.
Bütün bunlarla da yetinmeyip geçen hafta Londra merkezli ekonomik operasyonun içerideki yerli işbirlikçileri ve sözcüleri olarak görev ve sorumluluklarını (!) yerine getirdiler. İşte tüm bunlar aslında; darbe çağrıları da, ekonomik operasyonlar da, bölgesel gerilimler de, tek adam ifadeleri de hepsi aynı merkeze; küresel çetelere hizmet!..
Gelelim yazımızın başındaki MHP Liderinin açıklamalarına. Devlet Bahçeli, hükümetin milli politikalarına, milli ekonomiye ve ekonominin kaptanı olarak Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'a sahip çıkarak; Türkiye'ye operasyon çekmek isteyenlerin alayını boşluğa düşürdü. Başkan Erdoğan'ın ve hükümetinin Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundaki 1923 ruhunu taşıdığını teyid etti, geleceğin büyük Türkiyesi'nin imarında Cumhur İttifakı'nı adres gösterdi. Biz de bir kez daha kayıtlara geçsin diye; bu çok önemli sözleri bir kez daha yorumlamak istedik.