Sorun küresel, çözüm ulusal diyoruz ve devletin aldığı tedbirlere karşılık, bizlere de düşen bireysel tedbirlerimiz. Sosyalleşmeyi sonlandırarak, ellerimizi temiz tutarak ve bünyemizi sağlam tutmaya çalışarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dediği gibi "Kendi OHAL'imizi ilan ediyoruz."
Dünyayı etkileyen bu salgının, havaların ısınmasıyla etkisini yitireceği ve yaz aylarıyla birlikte sonlanacağını bilim insanları söylüyor. Bu konuda sadece uzmanların konuşması, yorum yapması ve bizleri yönlendirmesi gerektiği noktasında son derece dikkatli olmamız gerekiyor. Yazılı ve görsel medya olarak, halkı bilinçlendirmek, kamuoyunu bilgilendirmekte bu sorumluluk bizlere ait. Bizler kadar, bireysel sosyal medya hesapları üzerinden bilim insanlarını da takip etmekte fayda var. Hatta bu konuda bir başka isim; AK Parti İstanbul milletvekili Sare Aydın, kendi sosyal hesapları üzerinden uzman kişilerle canlı yayınlar yaparak soruların yanıtlanmasına aracılık ediyor. Geçenlerde Ankara Milletvekili ve Sağlık Komisyonu Sözcüsü Prof. Dr. Arife Polat'ı konuk etti ve virüsün ayakkabılardan nasıl temizleneceği, sebzelerin temizliği, çocukların nasıl etkilendiğine kadar çok geniş bir bilgilendirme oldu.
Cumartesi günü köşemde; Adnan Menderes Üniversitesi Viroloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Tolga Tan'ın Covid-19 virüsü ve korunma yolları ile etkisinin ne zaman ve nasıl azalıp yokolacağına dair bilgilerini paylaştığım yazı sizlerden çok ilgi gördü. Küresel bir salgın yani pandemi ile bizler kendi kişisel yaşamımızda ilk kez karşılaştığımız için hepimiz aslında bu sürecin her yönüyle ilgili tecrübe ediniyoruz.
Yani; sadece hastalıktan korunmuyor, bu sürecin hepimizde yarattığı ve yaratacağı kişisel ve sosyal, ekonomik etkilerinin neler olacağıyla ilgili pek çok soru işaretiyle karşı karşıyayız. Bütün bunları ilk kez deneyimliyoruz ama şunu asla unutmamalıyız ki; vücut direncimizi düşüren en önemli etkenlerden biri de endişe dozunun yüksek olması ve moral. Burada bilinmesi gereken şey; devletin yapılması gerekenleri yaptığı, bizlerin de kendi tedbirlerimizi almamız gerektiği ve bu süreci sakin bir şekilde beklememiz. Ama eğer aşamadığınız bir endişe hali var ise, elbette yapılması gereken profesyonel destek almaktır.
Bununla ilgili açıklamalarına en güvendiğim isimlerden biri Psikiyatr Prof. Dr. Kemal Sayar. Kaygının belirsizlikten beslendiğini, belirsizliğin çaresizliği beslediği, çaresizlik duygusunun da korku ve kaygıya yol açtığını söyleyen Kemal Sayar, zihinlerde sürekli olumsuz senaryoları düşünmekten bir an önce vazgeçilmesi gerektiğini öneriyor. Sosyal medyadaki bilgi kirliliğinden korunmanın tek yolunun, doğru kaynaklardan bilgi almak amaçlı kullanılması olduğu sözleri çok önemli. Evde kaldığımız zamanı, ailemizle vakit geçirme fırsatı gibi görmek gerektiğine dair tavsiyesine itirazı olan var mı? Şu sözlerine itirazı olan çıkar mı peki: "Öteki iyi olursa, ben de iyi olabilirim çıkarsamasını hiç unutmamalıyız. Yani; karşılıklı olarak birbirimize ihtimam gösterir isek bu süreci başarıyla atlatabiliriz. Yani; evde kalmalı, dışarıyla temas etmemeli ve kişisel temizliğimize özen gösterir isek; hepbirlikte başarırız."