Bir yanda şehitlerimizin acısı, diğer yanda kahraman Türk askerlerimizin destansı başarısı, bir yandan dört bir yandan gelen saldırılara karşı Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve hükümetinin bütün hesapları bozan adımları; yani özetle; bölgemizde her alanda, hemen herkesle mücadele ediyoruz. Ama; biliyoruz ki bu mücadeleden Allah'ın da izniyle biz galip çıkacağız. İşte böyle zamanlarda dost dediğimiz devletlere daha çok ihtiyacımız var. Bunların başında gelen kardeş Azerbaycan'da çok önemli bir gelişmeyi yerinde takip etmek üzere Bakü'deydik. Geride bıraktığımız pazar günü gerçekleşen Parlamento seçimleri, Azerbaycan için de yeni bir dönemin başlangıcı sayılabilir. Ya da daha doğru bir deyişle; bir süredir devlet içinde bürokraside başlayan yenileşme, gençleşme sürecinin Parlamento'ya da yansıtılması için çok ama çok önemli bir eşik aşıldı diyebiliriz.
Pazar günkü seçim; Devlet Başkanı İlham Aliyev'in bir süredir devlet sisteminde yürüttüğü yenileşme hareketinin tamamlayıcısı oldu. Bürokrasiden sonra milletin temsilcisi konumundaki Meclis'te de, toplumun daha fazla kesiminin temsil edilmesinin zamanıydı. 10 milyonluk Azerbaycan'ın yaklaşık yüzde 60'ının 50 yaş altı olduğunu düşünürsek; gençlerin temsilinin daha fazla artmasının da önemi bir kez daha görülüyor. Yüzde 20 civarındaki kadın parlamenter, en doğru sonuçlardan biri daha. Zaten, geçen seçimlerle kıyaslandığında çok daha büyük bir heyecan ve katılımın olması da buna bağlanıyor.
Parlamento'nun yüzde 40'ının yenilenmesi kadar, bağımsızların sayısının 50'ye yaklaşması (125 milletvekili olduğunu düşündüğünüzde, oransal olarak ciddi bir rakam) çok önemli. Aliyev'in partisi YAP'ın aldığı sonuç kadar, seçime giren partilerin de görünür bir sonuç elde etmiş olması kıymetli. Kadınların siyaset başta olmak üzere her alanda daha etkin olmasını isteyen ve destekleyen bir kadın gazeteci olarak, güçlü bir kadın siyasetçi ve bu değişimde büyük emeği olan Başkan Yardımcısı Mihriban Aliyeva'ya ayrı bir hayranlığımın olduğunu söylemem lazım. Kaldı ki; bu değişimin fitilini ateşleyenlerin başında geliyor ve halkla kurduğu sıcak ilişkiler ve muhalif parti ve kişilere yönelik kucaklayıcı politikası, onu halkın gözünde her daim daha özel kılmış.
Devlette, bürokraside ve milletin temsilinde gençleşmeyi, yenileşmeyi ve dönüşümü başaran Azerbaycan'da şimdi sıra reformlarda. Başkan İlham Aliyev, 4 yıl seçim olmayacağı ve reformlar için yeterli bir süre olarak gördüğü bu süreçte; devlette başlayan dönüşümün ekonomik ve sosyal hayata da yansımasını hedefliyor. Petrol dışındaki sektörleri (başta turizm ve tarım) geliştirmek, bu sektörlerde yatırım yapacak kişi ve küçük-orta boy işletmeleri teşvik etmek bunların başında geliyor. Güneş ve rüzgar gibi alternatif enerji kaynaklarına yatırım yapmak isteyenler de desteklenecek. Ve; bu reformun en önemli ayaklarından biri de; yerel yönetimlerin güçlendirilmesi Hizmet ve yatırım unsurlarında yetkilerin önemli kısmını yerele devretmeye ve hizmetin daha çok tabana yayılması da bu sürecin en önemli ayaklarından biri. Özetle; dost ve kardeş Azerbaycan'da güzel şeyler oluyor. Biz de buna yakından tanıklık ederken izlenimlerimizi paylaşmak istedik.