Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ŞEBNEM BURSALI

“Başbuğ, FETÖ ile mücadeleyi layıkıyla yaptı mı?”

Yazımın başlığı bana değil, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye ait. Dün, partisinin grup toplantısı konuşmasının sonunu bu soru ile bitirdi Bahçeli. "Siyasi ayak" tartışmalarıyla ilgili tarihi sözler söyledikten sonra yine tarihi bir tespit ve soru ile bitirdi konuşmasını: "26. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ görevdeyken FETÖ'cülerle mücadeleyi layıkıyla yapmış mıdır?"
Sorunun içinde cevabı da saklı olarak yorumladığımız bu sözün ardından, gelelim MHP liderinin siyasi ayak tartışmalarıyla ilgili diğer konulardaki tarihi sözlerine. Adres belli aslında ve tam da o noktayı işaret ediyor: "Bizim için siyasi ayak Yurtta Sulh Konseyi'nin yürütme kadrosudur.
Bunlar tek tek tespit edilirse inanıyorum ki; FETÖ'cülerin, kriptocuların, hainlerin, Türk ve İslam düşmanlarının kökü kazınacaktır."
Biz de daha önceki yazılarımızda ve yorumlarımızda bunu söyledik, söylemeye devam ediyoruz. Eğer 15 Temmuz darbe kalkışmasında hain FETÖ'cüler başarılı olsaydı, sözde Yurtta Sulh Konseyi'nce atanacak Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar belliydi.
İşte kilit nokta da budur siyasi ayak tartışmasında.
15 Temmuz başarılı olsaydı, kimler olacaktı bu isimler? Gerçi hepimiz biliyoruz; kendilerini temmuzdan sonra Başbakan ilan edenleri öyle değil mi? Çıkıp da bir partinin genel başkanı demedi mi; "Ben temmuzdan sonra başbakan olacağım" diye meydanlarda ilan etmedi mi? Hem de aylar öncesinden bu duyuruları yapmadı mı?
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin dünkü konuşmasında çok önemli bulduğum bir başka ayrıntı da; CHP lideri Kılıçdaroğlu ile ilgili. Aynen şöyle dedi Bahçeli:
"CHP'nin Genel Başkanı ve yönetimi milli güvenlik meselesidir." Elbette bu cümlenin bir önü ve arkası, gerekçeleri var;
Türkiye'nin PKK/PYD/YPG/FETÖ/DEAŞ/ ESAD ve emperyalist çevreler tarafından kuyusunun kazılmak istenmesi, yüksek risk ve tehlikelerle karşı karşıya olması bir süredir yaşadığımız bir gerçek maalesef. Ve ne yazık ki; bu terör gruplarına içimizde yardım eden, işbirliği yapanlar da mevcut. İşte bu noktada;
MHP'nin uzun süredir yaptığı ve geçen hafta Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suçduyurusunda bulunarak bir adım da öteye geçtiği CHP-HDP ilişkisini ve CHP liderinin suç teşkil eden fiil ve değerlendirmelerinin tespit edildiği komisyonun çalışmaları ortada.
Ve bunu da hatırlatarak bir çağrıda bulundu Kılıçdaroğlu'na: "Kemal Bey siyasi ayak açıklaması yapacağına, bir boy aynasına baksa ayağı da görecek, boynu da görecek." Gelelim; yazımızın başlığında da girişinde de değindiğimiz konuya; FETÖ'nün siyasi ayak tartışmaları yapılırken, 2009 yılında TBMM'de herhangi bir kanun değişikliğine önerge verenleri işaret ederek konuyu odağından saptıran eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un bu sözlerinin neye hizmet ettiğine.
Eğer o gün bu değişiklik yapılmayıp, muvazzaf askerler askeri mahkemelerde yargılanmaya devam etseydi, 15 Temmuz sonrasında Sincan ve Silivri'de yargılanan darbeci o rgeneralleri, en yüksek rütbesi tuğgeneral bile olmayan hakim ve savcılar nasıl yargılayabilirdi?
Bu konuda son söz yine Bahçeli'de:
"2009 yılındaki bir konunun bugün yeniden kaşınmasının kime ne faydası olacaktır? Sivil mahkemelerin verdikleri kararların ihlal ve inkarı nasıl bir gelişmeye kapı aralayacaktır? Asker şahısların sivil mahkemelerde yargılanmasının önünü açan önergeyi FETÖ'ye bağlamak, FETÖ'nün siyasi ayağıyla ilişkilendirmek aşırı zorlama bir yorum değil midir? Bu manasız tartışmayı tetikleyip tırmandırmak kimin işine yarayacak, hangi çevreleri rahatlatacaktır?"

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA