Yazılacak çok şey var belki ama; dilimi ve elimi tutmaya çalışarak kontrollü bir şekilde tepkimi iletmeye çalışacağım. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Yeşim Meltem Şişli'nin bekar ve başörtülü kadın çalışanlara yönelik cinsiyetçiliğin en ağır, en korkunç ifadeleriyle edep ve ahlaka sığmayan, ama herşeyden önce insanlığa yakışmayan sözleri birkaç gündür gündemimizde. Bizler, kadın gazeteciler olarak her ortamda; cinsiyetçi ve ayrımcı dilin erkekler tarafından dayatılmasının yanlış olduğunu söyler dururken, kendi hemcinsimiz hem de yetkili bir görevdeki kadının bunları bizzat söylemiş olmasının ne akıl, ne ideoloji ne insan olmakla bağdaşır bir yeri yok. Başörtülü çalışanları "ter kokmakla" aşağılayacağını sanan, bekar kadınları da "itfaiyecilerle buluşturmayı" teklif eden bu kişiye haddini önce annesi de başörtülü olan Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve tabii ki partisi CHP bildirmelidir.
Aile, Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, konuyu tüm yönleriyle incelemek üzere bir iş müfettişi görevlendirdi ve bizler de bu konunun takipçisi olacağız. Velev ki ter koksun kadın kardeşlerimiz. Ekmeğin için helal kazancın peşindeysen, kimse kokundan rahatsız olmaz...
***
Hayal Değil Gerçek
16 bin kilometreden, TSK'ya ait Koca Yusuf uçağı ile 32 saatlik uçuş.. Çin'in Vuhan kentinden gelen 32'si Türk 42 yolcu ve 20 mürettebat son derece profesyonel bir organizasyon ile Ankara'ya geldiler. Çok şükür ki; ilk belirlemelere göre hiçbirinde öldürücü virüs yok ama özel olarak dizayn edilen bir hastanede 14 gün gözetim altında tutulacaklar. Hatırlar mısınız 1998'de Steven Spielberg'in yönettiği "Er Ryan'ı Kurtarmak" isimli bir film vardı. Başrolünde Tom Hanks'in oynadığı film; 2. Dünya Savaşı'nda kaybettiği 3 oğlunun ardından hayatta kalan tek oğlunun savaştan dönmesi tek isteği olan Amerikalı anne için, ABD Başkanı'nın bizzat verdiği emirle er Ryan'ın kurtarılması operasyonunu 2 buçuk saatten fazla süren filmde anlatılması konu edildi. Normandiya Çıkarması'nın yapıldığı gün, 8 kişilik bir asker birliği , tek bir askerin hayatını kurtarmak için canını tehlikeye atmıştır. Müthiş bir prodüksiyon eşliğinde, hepimizi etkileyen bir film idi.
Hep deriz ya; Türk tarihinde bunun milyonlarca kat büyüğü milyonlarca olay yaşandı ama biz maalesef bunu bir türlü hakettiği boyutta kendimize de dünyaya da sunamadık. En son 15 Temmuz gecesi çıplak bedeni ve elleriyle tanka, tüfeğe, savaş uçaklarına karşı duran Türk milletinin destanının her bir öyküsü bile tek başına film yapılır. Ama; biz filmlerle olmasa bile, gerçekte bu destanı yaşamaya devam ediyoruz. 20 yıl öncesine kadar, ABD'li insanını kurtarmak için filmlere konu olan operasyonlar yapan devletlere gıpta ederken, şimdi artık biz daha büyük kurtarma operasyonları yapar hale geldik çok şükür. Ölüsünü hastanede rehin olarak bırakan Türkiye'den, dirisini özel uçakla dünyanın öbür ucundan getiren Türkiye'ye selam olsun. Emeği geçen başta Başkan Erdoğan olmak üzere siyasetçi ve bürokratlara teşekkürler.