Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ŞEBNEM BURSALI

Görünen köy ortada...

Ne uğraştılar güzel memleketimle ve uğraşmaya da devam ediyorlar o da ayrı bir konu. Ama; onların akıl sır erdiremedikleri, anlayamadıkları bir husus var. Bu millet, özgürlüğünü, bağımsızlığını öyle kolay kazanmadı. Topla tüfekle de kazanmadı. Bildiğin iman gücüyle, bilek gücüyle kazandı. Düşmanlarının son teknoloji silahlarına karşı o, evinde ve elinde olan ne tür savunma aracı var ise, onunla savaştı. Hiçbir şey yok ise; göğsünü siper etti, canını verdi.
Ve; sıfırdan bir devlet kurdu. Dünyaya kafa tuttu. Tutmaya da devam ediyor. Ve güvendiği tek şey; Türk milleti ve bu milletin inancı, gücü. 2012'de MİT TIR'ları kumpasından başlayarak, Gezi olayları, 17-25 Aralık darbe girişimi, 15 Temmuz ve ekonomi üzerinden yürütülen operasyonların hepsinin amacı da belli. Türkiye'yi eskiden olduğu gibi dizlerinin üzerine oturtmak. Neden peki? Eski Türkiye, masada kendisine gösterilen yerde oturan, kendisine verilen rolün dışına çıkmayan bir devletti çünkü.
Ama 17 yıldır artık kendi masasını kendisi kuruyor ve bu masaya da kimlerin oturacağına kendisi karar veriyor yeni Türkiye. Boyun eğer ülke konumunu değil, egemen devlet rolünü benimsedi artık. Ve bu yoldan da artık onu kimse döndüremeyecek. Bunu dünya âlem anladı da, hâlâ birileri anlamamakta direniyor. Eski düzen alışkanlığında olan sözde egemen devlet(ler) ve onların içerideki işbirlikçi-maşalarından söz ediyorum.
Son olarak geçtiğimiz ağustos ayında döviz kuru üzerinden denedikleri operasyonun doğrudan hedefi, ekonomi idi. Ekonomi ile ilgili hiçbir bilim ve pratikte karşılığı olmayan göstergelere uymayan bir manipülasyon ile Türk ekonomisini bozmak ve başta Başkan Erdoğan ve AK Parti hükümetine siyasi faturayı ödettirip, parçalı ve dış etkilere açık bir yeni iktidar düzeni yaratmaktı amaçları. Ancak; oyun yine tutmadı. Millet de inanmadı, inanmadığını hem genel hem yerel hem Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde AK Parti ve MHP'nin oluşturduğu Cumhur İttifakı'na verdiği yüzde 53'lük oy ile gösterdi.
Dış güçlerin ekonomi üzerinde yaptığı hesaplarda, çoklu terör olayları ile dışarıdan ve içeriden denedikleri müdahalelerin bir hedefi de turizm idi. Birkaç yıl öncesinde kısmen başarılı oldukları bu sektör, bugün Türk ekonomisinin lokomotifi olarak yüz güldürmeye devam ediyor. Uzun bayram tatili ve yaz mevsimi ile yeniden hareketlenen turizmde gerçekten tarih yazıyoruz. Bakanlığın açıkladığı rakamlar ortada; nisan ayında bile geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 24'lük bir artış görüldü. Bir süre öncesine kadar son derece gergin diplomatik ilişkilerimizin olduğu Almanya ve Rusya, Türkiye'ye en fazla gelen yabancı turist sıralamasında ilk 2'de. Almanlar, bir önceki yıla göre yüzde 50, Ruslar da yüzde 35'i bulan artış gösterdi. Yılın ilk 4 ayında 8 milyon 735 bin turist geldi ve bu rakam geçen yılla kıyaslandığında yüzde 12.22 artış demek.
Sözün özü; rakam dediğin söz değil ki eğip bükesin. Yani, rakamlar yalan söylemez. Ekonomide, ihracatta, yatırımda, turizmde ortaya çıkan bu tablo; hem siyaseten hem ekonomik anlamda bu ülkeye güvenin karşılığıdır. Bundan öte de söylenecek söz yoktur...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA