Türkiye'de otomobil 2021'den beri altın, döviz, borsa gibi yatırım aracı olarak görülüyor. Hatta klasik yatırım araçlarından daha fazla kazandırıyor. Bunun nedeni tedarik sorunu. Piyasada yeterli araç yok. Otomobilde bekleme süresi marka ve modele göre 3-6 ay arasında değişiyor. Bazı premium modellerde bir yıla çıkıyor. İşte bu durum otomobil alım satımının cazip bir iş görülmesine neden oldu.
Piyasada 'Al-Sat'çılar türedi. Başta bazı galericiler olmak üzere lansman döneminde özel fiyatla bayiden alınan otomobilleri ikinci elde daha yüksek fiyata satmaya başladılar. Piyasada dengeler bozulurken, otomotiv firmalarına olan güven sarsıldı. Bu durum firmaları harekete geçirdi. Başta galericiler olmak üzere 'Al-Sat' işi yapanları kara listeye almaya başladılar. Ayrıca galerilerin şirket değil kendi adlarına, çalışanları, eşleri, çocukları ya da anne-babaları üzerine alım yaptıkları görüldü.
"AL-SAT"ÇILARA ÖNLEM
Ancak sadece galericiler değil otomobil ticaretini kârlı gören farklı meslek sahipleri de bu işe yöneldi. Piyasada 'Al-Sat'çılar türedi. Beyaz yakalı, doktor, polis, asker, kuyumcu, müteahhit gibi her meslekten insan 'Al-Sat'çı oldu. Böyle olunca, firmaların kara listesi uzadıkça uzadı. Firmalar kara listede adı bulananlara otomobil satılmasını önlemeye çalışıyorlar. Tüketici Kanunu'na göre otomotiv firmalarının "otomobil satmıyorum" demesi mümkün değil. Ancak kara liste, ihtiyacı için otomobil satın alan gerçek müşteriyle 'Al-Sat'çıları birbirinden ayırt edilebilmesi açısından önemli. Firmalar tarafından yapılan araştırma sonucunda bazı isimlerin altı ayda üç otomobil aldıkları daha sonra sattıkları tespit edildi. Firmalar, otomobil aldıktan hemen sonra internet sitesine ilan verenleri bile kara listeye alıyor. Otomobilini iki ay sonra satanları da tespit edip, kara listeye dahil ediyor. Bu kişiler gerçek tüketici değil, 'Al-Sat'çı gibi değerlendiriliyor.