Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SALİH TUNA

Satarsın ulan satarsın...

Sesli dinlemek için tıklayınız.

ABD Başkanlık görevini 20 Ocak'ta devralacak Trump'ın Panama'yı tastamam sömürgeleştirme niyeti, Grönland'ı Danimarka'dan satın alma girişimleri ve Kanada'yı (51'inci eyalet olarak) ABD'ye katmayı dillendirmesi nerden bakarsanız bakın, bittiği iddia edilen "sömürgecilik çağının" hortladığını gösterir.
Diyeceksiniz ki zaten ne zaman bitmişti ki.
Haklısınız; lakin işin lambur lumbur şekilde Kanada'yı ilhak etme aşamasına varması çok tuhaf! Kanada'nın bidayetinde "yerleşimci kolonisi" olmaklığı söz konusu "anomaliyi" izah etmeye yetmez.
Google eski CEO'su Eric Schmidt, Stanford Üniversitesi'nde yaptığı bir konuşmada (konuşma gizemli bir şekilde internetten silinmiştir) 2025 yılında yapay zekâ teknolojisinde insanları şoke edici gelişmeler yaşanacağını, bu alanda Çin ile rekabeti kalıcı şekilde kazanmak için Kanada ile işbirliğinin hayati önemi haiz olduğunu dile getirmişti. Dahası, Kanada'nın yazılım konusunda oldukça gelişkin olması ve hidroelektrik enerjisi nedeniyle ABD'nin "en iyi dostu olması" gerektiğini ifade etmişti.
Anlaşılan o ki, Trump da (nevi şahsına münhasır üslubuyla) Kanada'yı 51'inci eyaleti olarak ABD'ye katma niyetiyle "en iyi dost olma gerekliliğini" dışa vurmuş oldu.
Pat diye değil tabii. Öncelikle düzensiz göçmenler ve uyuşturucu ticareti konusunda "dostça" uyarılarda bulunmuş, şayet önlem alınmazsa yüzde 25 gümrük vergisi getireceğini açıklamıştı.
İşbu "dostluk gösterisinden" çok etkilenen Kanada Başbakanı Justin Trudeau da 2015'ten beri yaptığı başbakanlık görevinden istifa etti.

***

ABD öyle bir imparatorluk ki "düşmanı" olmanın bedeli çok ağır; fakat dostu olmanın bedeli ondan daha az ağır değil. Düşmanıysan işgal edileceğin, dostuysan (ilhak edilmesen de) bağımsızlığa veda edeceğin kuvvetle muhtemel...
Emperyalizm değişmemiştir, değişen çağdaş insanın sömürgeleştirilme karşısındaki hâli pürmelalidir.
Kızılderililere yaptıkları muameleyi meşru gören ABD'nin 7'nci Başkanı (1829-1837) Andrew Jackson bir defasında şöyle demişti: "Hangi iyi insan birkaç bin vahşinin dolaştığı ormanlarla kaplı bir ülkeyi; şehirler, kasabalar ve müreffeh çiftliklerle dolu, sanatın yaratabileceği veya sanayinin gerçekleştirebileceği tüm iyileştirmelerle bezenmiş, özgürlük, medeniyet ve dinin tüm nimetleriyle donatılmış geniş cumhuriyetimize tercih eder ki?.."
Hangi "ayartıcı" dilleri dökerse döksen, halklar nezdinde hâkim olan tavır anti-sömürgeciliktir.
Günümüzde böyle mi ya! Anti-sömürgecilik neredeyse demode telakki ediliyor.

***

Soru şudur: Trump'ın vaadiyle, vergilerin yüzde 60 azalacağına, işletmelerin katbekat büyüyeceğine ve ABD koruması altında zengin, mutlu, müreffeh bir hayat süreceklerine inanan Kanadalılar, bağımsızlıktan vazgeçerek ABD'nin 51'inci eyaleti olmaya neden rıza göstermesin?
Benzer şeyler yurdum insanına sunulsa peki?
Yani, alayınız zengin olacaksınız; son model arabalarınız ve lüks villalarınızla bir eliniz yağda bir eliniz balda olacak, üstelik ABD himayesi altında birinci sınıf vatandaş olarak bütün dünyada vizesiz dolaşacak, kimsecikler size yan gözle bile bakamayacak denilse yurdum insanı neden Kanadalılardan farklı tavır göstersin?
Yurdum insanının Kanadalıların aksine, köklü bir medeniyet geçmişleri olduğu için mi?
İyi de o medeniyetin mana kodlarına yabancılaşmış, hatta "mana iklimine" düşman haline gelmişse ne olacak?

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

Salih Tuna | Satarsın ulan satarsın...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA