"VAR'da belirlendi ya ofsayt işte, gol değil" dersin; "Buz gibi de goldü, VAR ofsayt çizgisini yanlış çizdi!" diye itiraz eder.
Hülasa, izlediğin aynı maçtaki pozisyon hakkında bile VAR'a rağmen hiçbir yere varamazsın.
Zira taraftarlık "hakkaniyetli" olmaktan ziyade, doğası gereği kazanmak odaklıdır. "Vur kır parçala, bu maçı kazan" tezahüratları tribünleri tevekkeli çiçeklendirmiyor.
Bu da gayet doğaldır...
Doğal olmayan, herhangi bir maçtaki pozisyonu yıllar önceki bir maçtaki pozisyonun üzerinden hükme bağlama gayretidir.
Mesela, sen tuttuğun takımın aleyhine verilen haksız bir kararı eleştirirsin, o da kalkar sana fi tarihinde başka bir maçtaki pozisyonun görüntüsünü gösterip, "Bak, bizim de golümüz sayılmamıştı..." der. (Sosyal medya marifetiyle arşiv görüntülerine kolaylıkla ulaşmış olmaklıklarından mıdır nedir, son yıllarda moda bu.)
Taraftarlıkta "Suimisal emsal olmaz" kuralı çalışmaz. Günün maçının hesabı 30 yıl öncesinin maçı üzerinden kesilir. Adeta kan davası gibi.
Taraftarın derdi beni germez, tartışmayı istedikleri tarihteki bir maça kadar taşıyabilirler; Papazın Çayırı'na kadar yolu var.
Lakin aynı acayip mantık siyasi polemiklerde de sürgit devam ediyor, onu ne yapacağız.
O kadar ki...
"Teröre karşı tavrını net bir şekilde ortaya koy..." diyorsun, o kalkıyor sana "Megri megri" diye nazire yapıyor.
PKK'nın son seçim dâhil CHP'yi desteklediğini sağır sultan duydu, ama o hâlâ "megri"den gidiyor!
CHP Sözcüsü Deniz Yücel de geçen gün Cumhurbaşkanı Erdoğan'a cevap vermek sadedinde, "FETÖ'yle birlikte yol yürüyen..." falan dedi iyi mi?
FETÖ, tüm yollarını kestiği için matine-suare Sayın Erdoğan'a kin ve nefret seansları düzenliyor; dahası, kendilerini Erdoğan'dan kurtaracağı umuduyla son 10 yıldır CHP'yi canhıraş bir şekilde destekliyor, Deniz Yücel "Megri megri" diyenlerle aynı mantıkla maval okumayı matah bir şey sanıyor.
İşin garibi sözcüsünden trolüne kadar sanki yaz kampında kurs görmüşler gibi aynı mantıkla hareket ediyorlar!
Dün bir arkadaş grubunda laf lafı açtı, ünlü Fransız filozof Roger Garaudy'nin şu sözünü naklettim: "Batı, katliam yapma istidadına sahiptir. Size neleri hatırlatayım ki? Amerikan Kızılderililerinin imha edilmesini mi? Esir ticaretini mi? Hiroşima'yı mı? Auschwitz'i mi? Hıristiyan Batı Uygarlığı budur!.."
Sıkı muhalif bir arkadaş, "Madem Batı uygarlığını beğenmiyor, gelseymiş ya Türkiye'ye. Suriyeliler kadar da mı yolu bilmiyormuş!" demez mi?
Takdir edersiniz ki "Batı kötü de onun için mi herkes Batı'ya kaçmak istiyor..." ifade kalıbıyla aynı mantık; ekstrası, ironi denemesine girişmiş işte.
Arkadaş hem muhalif hem komik ama asla münferit değil. Gelgelelim ne kadar komik olursa olsun, mezkûr CHP Sözcüsü kadar orijinal olabilemez.
Deniz Yücel'in şu sözünün güzelliğine bakar mısınız Allah aşkınıza: "Yüzünüzü medeni dünyaya dönmeniz gerekirken 'Yurtta Barış Dünyada Barış' ilkesini unutup, yüzünüzü Ortadoğu'ya döndüğünüzde karşınıza CHP çıkar..."
Ne diyelim, "Dikkat CHP çıkabilir" demekten başka!